Müslüman Kardeşler eski Genel Mürşidi Muhammed Mehdi Akif’in cezaevinde vefatı, darbenin ve darbecilerin çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
90 yaşına merdiven dayamış kanser hastası bir insanın suçsuz yere gözaltına alınması ve hapsedilmesi zaten başlı başına bir cinayetti.
Mehdi Akif’in tek suçu, Mısır halkının oylarıyla cumhurbaşkanı seçtiği Muhammed Mursi’nin bağlı olduğu cemaatin bir önceki lideri olmasıydı.
Abdülfettah Es-Sisi komutasındaki askeri cuntanın Müslüman Kardeşler Cemaati’ne açtığı savaşın kurbanıydı o.
Bunun dışında kendisine yöneltilen suçlamaların hepsi darbeciler tarafından uydurulan asılsız ithamlardan başka bir şey değildi.
Ödlek darbeciler oldukça yaşlı bir adamın dirisinden korktukları gibi ölüsünden de korktular.
Ailesinin Mehdi Akif için cenaze töreni düzenlemesine izin vermediler.
Kamuoyu, vefatını kızı Alya’nın Facebook sayfasında yaptığı açıklamayla öğrendi.
Ömrünün yarısından çoğunu zindanlarda geçiren İhvan lideri, darbecilerin daracık hücresinden çıkıp Rabbinin engin rahmetine kavuştu.
Kanser hastasıydı ve 2013’te darbeden hemen sonra gözaltına alındığından bu yana cezaevinde gerekli tedaviden yoksundu.
Aile, sağlık durumunun iyice kötüleştiğine dikkat çekerek serbest bırakılması için geçtiğimiz günlerde kampanya başlatmıştı.
Yeniden yargılanması bekleniyordu.
Fakat ecel onu darbecilerin gerçekte var olmayan insafına ve merhametine bırakmadı.
Davası artık hiç kimsenin en ufak haksızlığa uğramayacağı Mahkeme-i Kübra’da görülecek ve dünyada kendisine tüm bu zulümleri reva görenlerle orada hesaplaşacak.
Mehdi Akif, cuntanın yoğun güvenlik önlemleri altında düzenlediği ve ailesinden sadece birkaç kişinin katıldığı cenaze töreniyle toprağa verildi.
Tıpkı Siyonist işgalcilerin intifada şehitlerine yaptıkları gibi.
İsrail de Kudüslü şehitlerin naaşlarını ailelerine teslim ederken, ailesinden sadece birkaç kişinin katılacağı cenaze töreniyle gece yarısı gömülmesini şart koşuyor.
Çünkü cenaze törenlerinin binlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerine dönüşmesinden korkuyor.
Tıpkı Mısır cuntasının Mehdi Akif’in cenazesinin darbe karşıtı dev bir gösteriye dönüşmesinden korktuğu gibi.
Zaten darbeciler de işgalciler gibi ödlek olurlar.
Silahsız sivil halk karşısında gösterdikleri zalimlik korkaklıklarını gizlemek içindir.
Mısır cuntası Mehdi Akif için ailesi tarafından cenaze töreni düzenlenmesine ve ülkedeki camilerin hiçbirinde cenaze namazının kılınmasına izin vermedi.
Fakat İhvan lideri, son yolculuğuna dünyanın dört bir yanında kılınan gıyabi cenaze namazlarıyla uğurlandı.
Milyonlarca Müslüman onun için dua edip Allah’tan rahmet diledi.
Başta Abdülfettah Es-Sisi olmak üzere darbeci alçaklara, hain diktatörlere ve tağutlara lanet okudu.
Mehdi Akif bu dünyadan ebedi aleme irtihal etti.
Şüphesiz her nefis ölümü tadacak ve o yolculuğa mutlaka çıkacak.
90 yaşına girmek üzere olan hasta bir adamı haksız yere zindanda tutan Es-Sisi de elbet bir gün ahirete göçecek.
Tarih, Mehdi Akif’i onurlu mücadelesiyle ve Ömer Muhtar’ı andıran fotoğrafıyla hatırlayacak.
Abdülfettah Es-Sisi ise Rabia Meydanı’nda gerçekleştirdiği katliamla ve Netanyahu’nun yanında zevkten dört köşe olmuş görüntüsüyle anılacak.
Allah, Mehdi Akif’e rahmet eylesin ve acılı ailesine sabır versin.
Ümmetin başı sağ olsun…