Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), ülkemizin güzide bir müessesesi olarak 33 yıldır milletimize hizmet veriyor. İnsan ömrünü baz alırsak 33 yaş, genç olgunluk dönemine tekabül eder. 1990 yılında yaşları 30’un altında, bir elin parmaklarını geçmeyen genç insanların oluşturduğu bu kıymetli ocak yanmaya devam ediyor. İnşallah daha nice yıllar, başlangıçta “Yüksek Ahlak, Yüksek Teknoloji” şiarıyla çıkılan yolda istikamet üzere olmayı sürdürür.
1990’lı yıllar ülkemizin ekonomik, sosyal ve siyasal olarak sıkıntı yaşadığı dönemdi. MÜSİAD, 28 Şubat süreci gibi milletimizin üzerinde kara bulutların dolaştığı zamanlarda köklerine bağlı vakur ve erdemli duruşuyla tavrını ortaya koydu. Üyeleri fişlendi, derdest edildi, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandı ama istikametinden taviz vermedi. “Bin yıl sürecek” diyen dönemin kudretlileri, tarihin çöplüğünde yerini aldılar. MÜSİAD, bugün ülkemizin saygın kuruluşları arasındaki yerini koruyor.
Ben bu başarı hikâyesinin 27 yılına şahidim. 28 Şubat döneminde kurumun Basın Komisyonu başkanı olarak iş adamlarımızın, bütün sıkıntılara rağmen “milletin dertleriyle” nasıl dertlendiklerini yakından biliyorum. Kur’an kursları, İmam Hatip liseleri, başörtüsü gibi milletimizin inanç değerlerine saldıranlara nasıl hep birlikte karşı koyduğumuzu hatırlıyorum.
MÜSİAD hakkında söyleyecek çok sözüm var. Bu önemli yıl dönümünde yapılması gereken iki önemli hususu hatırlatmak istiyorum. İki yıl sonra kurum 35 yaşına basacak; bu olgun delikanlının davasını daha iyi anlatmamız lazım. Bunun için kitabının ve belgeselinin yapılması için şimdiden hazırlıklara başlanması gerektiğine inanıyorum.
MÜSİAD Can Başkanları, geçen hafta sonunu gökyüzü şehri Erzurum’da geçirdiler. Peki kim bu Can Başkanlar? Kurum içinde dolaşan bir darbımesel vardır: “MÜSİAD’ın emeklisi olmaz, rahmetlisi olur.” diye. Evet, burası gönüllülerin oluşturduğu bir kurum olduğu için nefes aldıkça, gönül bağı sürdükçe aidiyet bağı devam ediyor. İşte Can Başkanlar; kurumda resmi görevini tamamlamış ama gönül bağını koruyan üyelerden oluşuyor.
Erzurum şubesinin ev sahipliğinde dolu dolu bir programla ağırlandı Can Başkanlar. Erzurum eski şube başkanları Mustafa Güvenli, Dr. Hüseyin Pekmez, Taner Bayır, Fuat Demir misafirlerini ağırlamak için yoğun gayret sarf ettiler. Şube Başkanı Abdulkerim Kavaz, Genç MÜSİAD Başkanı Yasin Acar 100’ü aşkın insanın sevk ve idaresi için ter döktüler. Can Başkanların koordinatörlüğünü Denizli eski Şube Başkanı Ayhan Doğruyol üstleniyor. Ayhan Bey hem yapılan toplantıları yönetti hem de programın aksamaması için gayret etti. MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı’nın programa katılması ve üç gün boyunca ekiple beraber hareket etmesi herkesi ziyadesiyle memnun etti.
Benim için bu program, memleketim Erzurum’a tekrar kavuşma imkânı oluşturmasının yanı sıra uzun zamandır görmediğim dostlarla buluşmama da vesile oldu. Yani ben çifte “sıla-i rahim” yaptım. Dostlarla beraber Erzurum’un tarihî mekânlarını dolaşırken diğer taraftan eski günleri yâd etme imkânı buldum.
Bu arada; Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi, Ulu Camii, Lala Mustafa Paşa Camii, Tabyalar, Kale, Saat Kulesi, Üç Kümbetler gibi çok sayıda kültürel mirasın yanı sıra Narman Peri Bacaları, Tortum Gölü ve Şelalesi gibi tabiat harikalarını bünyesinde barındırdığı halde Erzurum’da turistin neden yok denecek kadar az olduğu üzerine de düşünmemiz gerekiyor.
Rahmetli sanatçı İbrahim Erkal’ın türküsü ile bitirelim. “Hadi gel, Erzurum’a gel. Erzurum yahşi güzel.”