Sudan’da ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar devam ederken önceki gün Türkiye’nin Hartum Büyükelçisi İsmail Çobanoğlu’nun aracına ateş açıldı.
Büyükelçi’nin otomobilinde maddi hasara yol açan saldırıda -Allah’a şükür- ölen ya da yaralanan olmadı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu elçilik personelinin bölgeden çekilerek daha güvenli bir alana götürüldüğünü ve Büyükelçiliğin Port Sudan’a taşınacağını açıkladı.
Saldırının kimler tarafından ve neden gerçekleştirildiği konusunda ise iki tarafla da görüşmelerin devam ettiğini söylemekle yetindi.
Geçtiğimiz günlerde de Türk vatandaşlarını tahliye için Wadi Sayidna’ya giden uçağımıza hafif silahla taciz ateşi açılmıştı.
Çobanoğlu’nun aracı ile uçağımıza ateş açanlar ve amaçları mutlaka tespit edilecektir fakat elde edilen bilgiler büyük olasılıkla kamuoyuyla paylaşılmaz.
Saldırıların neden yapıldığına dair iki ihtimalden söz edilebilir.
Birincisi, taraflardan biri saldırıları gerçekleştirip sorumluluğu karşı tarafın üzerine yıkarak Türkiye’yi yanına çekmek isteyebilir.
İkincisi, Türkiye’ye “Sakın ha Sudan’daki krize müdahale etme!” mesajı veriliyor olabilir.
Sudan’da çatışan taraflar, Türkiye’nin failleri tespit etmeden ve amaçlarından emin olmadan bu tür saldırılarla bir tarafa çekilemeyecek kadar büyük bir ülke olduğunun mutlaka farkındadır.
Dolayısıyla ikinci ihtimal daha güçlü görünüyor.
Libya’da olduğu gibi Türkiye’nin müdahalesinin sahadaki dengeleri tamamen değiştirdiği biliniyor.
Muhammed Hamdan Dagalu komutasındaki HDK’nın, Türkiye’nin Sudan ordusuna desteğini önlemek için Ankara’ya kendince gözdağı vermek istemiş olması muhtemel.
Saldırının ardından HDK’nın yayınladığı bildiride, aracın Sudan ordusu tarafından hedef alındığı ve “devrik diktatör Ömer el-Beşir yanlıları tarafından desteklenen” ordunun uluslararası ve insani normları ve yasaları görmezden gelmeye devam ettiği öne sürüldü.
Bildiride ayrıca HDK’nın Çobanoğlu’nu güvenli bir yere tahliye etmeyi başardığı belirtildi.
Sudan ordusundan yapılan açıklamada ise saldırının HDK tarafından gerçekleştirildiği ve milislerin Büyükelçi’yi bir süre alıkoydukları ifade edildi.
Ordu sözcüsü, “Büyükelçi’ye sorun, ne olduğunu kendisi söylesin.” dedi.
Ankara’nın tavrına göre önümüzdeki günlerde Sudan’da Türklere yönelik benzer saldırılar gerçekleştirilebilir.
Hartum Büyükelçiliğinin Port Sudan’a taşınması, bu ihtimal düşünülerek alınan bir önlem ve yapılacak durum değerlendirmesine göre daha başka adımlar da atılacaktır.
Bugünlerde tarihinin en önemli seçimleriyle meşgul olan Türkiye’nin 14 Mayıs’tan sonra Sudan dosyasıyla daha yakından ilgilenmesi bekleniyor.
“14 Mayıs’tan sonra” diyorum; çünkü Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ilk turda biteceğine ve Cumhur İttifakı adayı Erdoğan’ın yeniden seçileceğine inanıyorum.
Adayların mitingleri Türk milletinin patates ve soğanı değil vatanını tercih ettiğini açıkça gösteriyor.
Sudan ordusu ve HDK temsilcileri 15 Nisan’dan bu yana devam eden çatışmaları sona erdirmek için Cidde’de bir araya geldi.
Görüşmeye Suudi Arabistan’ın yanında ABD de katıldı.
Türkiye Sudan’da taraflardan birine doğrudan destek vermeyecek ve her iki tarafla da ilişkilerini sürdürecek olsa bile denklem dışı kalmamalı.