“Şimdilerde moda oldu, herkes güzelleşmek için her çareye başvurabiliyor. Bunlardan birisi de yüzüne bir zehir olan botoks’u uygulatmak. İnsan bir yara, kaza ya da hastalık geçirmiş ve zarar görmüş olabilir. Bu durumda ameliyat dahil ne gerekirse yaptırsın fakat benim dediğim, daha güzel olmak için, daha çok dikkat çekmek için yaptırılan botoks ve ameliyatlar. Ben böyle bir kızla evlenmek istemiyorum. Bunun sonu yok ki. Bugün buna ihtiyaç hisseder yarın neye ihtiyaç hisseder belli olmaz. Burun estetiği ve botoks yaptırmamış bir kızı nasıl anlayabilirim? Bunun bir yöntemi var mı?”
Davranışlar bir amaçla ve ihtiyaçları gidermek için yapılır. Burada konu olan estetik müdahaleler ise bir sonuçtur, kişiyi buna iten sebeplere bakmamız gerekir.
Öncelikle güzelleşmek için yapılan her şey, kendini iyi hissetmek içindir. Bu iyi görünmek, o da beğenilmek içindir diyebiliriz. Bunun özellikle ev dışında yapılması, kültüre ve yetişme biçimine göre olabildiği gibi, özellikle sosyal onay almak, beğenildiğini hissetmek için de olabilir. Bunun da, her şey gibi bir arka planı vardır. Özellikle kendisini güzel bulmayan, önemsiz ve değersiz hisseden, ailesinden sürekli eleştiri görmüş, duyguları anlaşılmamış ve kendisine özensiz davranılmış olanlar, ihtiyaç hissettikleri onay alma ve beğenilme için, farklı telâfi yollarına gidebilirler. En kolay dikkat çekme yöntemi, çoğunlukla güzel görünmek olabiliyor.
Burada sadece aile değil, başka dinamikleri de hesaba katmak gerekiyor. Dindar erkekler eş tercih ederken öncelikle güzel olanları tercih ettiğinde, yanında eşi varken daha zayıf ve daha güzel görünen hanımlara baktığında, evde en ufak bir kusuru bile sanki çok önemliymiş gibi eleştirip kıyasladığında, ister istemez nasıl daha değerli olabilirim sorusu, insanı farklı yönlere sevk edebilir.
Burada botoks yaptıranları konuşalım fakat ailede güzel olanın öne çıkarıldığı, değersizleştirmenin had safhada olduğu, dini bilginin ve Allah (c.c) sevgisinin doğru düzgün verilmediğini de konuşalım. Hatta bugün eline biraz para geçince eşi dahil bütün dostlarını bir kenara atanları, dinini, vatanını, insanlığını para için satanları, rızkına haram karışsa da umurunda olmayanları da konuşalım. Toplumsal bir meseleden söz edeceksek “Ben, sen, o, hepimiz, bu durumun ortaya çıkmasında ben ne kadar pay sahibiyiz?” diye bir kere olsun kendimize bir göz atalım.
Çocuklarımızın bu duruma düşmesinde hepimiz pay sahibiyiz ne yazık ki. Bu sebeple, öncelikle güzelliğin insanlığı anlamakta ve sevmekte, şefkatte, merhamette, yardımlaşıp paylaşmakta, acıları anlamakta ve dindirmek için bir şeyler yapmakta ve insanı insan olarak sevip değer vermek gibi özelliklerde olduğunu anlatmalı ve anlamalıyız.
Botoks yaptırıp burnunu kaldırmakla, makyajsız dışarı çıkmamakla mesaj veren gençliği ya da kadınları anlamaya ve bize düşeni yapmaya var mıyız? İsterseniz buradan başlayalım. Dışarıda el üstünde tuttuğumuz kadınlar var ya, onlara verdiğiniz değerin hepsini demiyorum yarısını olsun evinizdeki hanımınıza ve kızınıza vermekten başlayalım mı, ne dersiniz?