Arap Baharı’nın estirdiği devrim rüzgarlarını enselerinde hisseden ülkelerin başlattığı karşı devrim süreci Mısır’da amacına ulaşırken Tunus ve Libya’da büyük oranda başarısız oldu.

Bunda Mısır’ın jeostratejik konumunun elbette etkisi var.

Mısır büyüklüğünde bir ülkenin başarılı bir demokrasiye kavuşması, ekonomisinin düzelerek bağımsızlığını kazanması Arap Baharı karşıtı ülkeleri Tunus ve Libya’daki gelişmelerin etkileyebileceğinden çok daha fazla sarsar.

Fakat bu Tunus’ta Raşid El Gannuşi liderliğindeki El Nahda’nın hikmetli politikalarını ve Libyalıların devrimi korumak için verdikleri silahlı mücadelenin önemini azaltmaz.

El Gannuşi, iktidardaki Nida Tunus Partisi’nin geçtiğimiz günlerde yapılan kongresine katılarak önemli bir konuşma yaptı.

Barışa ve uzlaşı siyasetine vurgu yaptığı konuşmasında, Tunus’u Arap Baharı’nın başarısız olduğu ülkelerin akıbetine uğramaktan uzlaşı siyasetinin kurtardığını söyledi.

Katılımcılardan büyük alkış alan El Nahda lideri, Nida Tunus Partisi’yle aralarında gerçek anlamda bir siyasi rekabet olduğunu hatırlatarak, “Birbirimizi boğazlama ve radikal çatışma aşamalarından birlikte yaşama, ortaklık ve demokrasilerde görülen rekabet aşamasına geçiyoruz” dedi.

Raşid El Gannuşi’nin Tunus’ta siyasi istikrarı güçlendiren tavrıyla Arap Baharı karşıtlarının beklentilerini boşa çıkardığı tatışılmaz bir gerçek.

Karşı devrimin başarılı olamadığı bir diğer ülke de Libya.

Mısır’da Abdülfettah El Sisi’yle halk iradesine darbe yapanlar Libya’da da General Halife Hafter ile darbe yapmayı denedi.

Fakat Libya halkı devrimine silahıyla sahip çıktı.

Türkiye, Libya’da birlik ve bütünlüğe, ülkenin barış ve istiktrara kavuşması için harcanan çabalara büyük destek verdi.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başkanı Fayiz El Serrac, önceki gün Ankara’daydı.

Başbakan Davutoğlu, El Serrac’ı kabulünde, “Biz her zaman Libya’daki kardeşlerimizin yanında yer aldık. Hiçbir ayrım gözetmeden bütün Libyalılar bizim kardeşimizdir” dedi.

Libya’nın birliğini sağlayacak her adımın Ankara tarafından destekleneceği mesajını verdi.

Arap Baharı, bölge halklarının özgürlüklerine kavuşmalarından korkan rejimler tarafından kışa dönüştürülmüş görünse de – Allah’ın izniyle – bahar birgün yine gelecek.

Tunus ve Libya’da karşı devrimcilerin yaşadığı başarısızlık bir anlamda o günlerin müjdecisi.

En büyük başarısızlığı da Türkiye’de yaşadıklarını unutmayalım.

Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da amaçlarına ulaşamayacaklar.

Hendekler ve sağda solda patlattıkları bombalar onları kurtaramayacak.

Türkiye’de, Tunus’ta, Libya’da olduğu gibi Mısır’da ve Suriye’de de kaybetmeye mahkumlar.

O gün geldiğinde tarihin çöp sepetine gidecekler arasında diktatör Arap rejimlerinin uzantısı haline gelen Fetih hareketinin kokuşmuş liderleri de olacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne uyguladığı ablukanın devam etmesini isteyen ve Mısır cuntasının Gazze halkını boğmaya yönelik ihlallerine gönülden destek veren, kuşatma nedeniyle Yermuk Kampı’nda açlıktan ölen Filistinli mültecileri ve Suriye halkına yönelik katliamları görmezden gelerek Şam’da Beşşar El Esed portresi altında Suriye rejimi yetkilileriyle birlikte kutlama yapan Filistinli liderleri tarih ve insanlık asla affetmeyecek.