Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İsrail’den işgali altındaki Filistin topraklarında yasa dışı tüm yerleşim faaliyetlerini “derhal ve tamamen” durdurmasını talep eden kararı Filistin’de memnuniyetle karşılandı.

İsrail’de ise herhangi bir somut yaptırım öngörmemesine rağmen karara ve daha doğrusu BMGK’da kararı veto etmeyen Barack Obama yönetimine tepki büyük.

Netanyahu, karara uymayacaklarını açıkladıktan sonra, “İsrail, ABD Başkanlığına seçilen Donald Trump’la, ABD Kongresi’ndeki Demokrat ve Cumhuriyetçi dostlarıyla çalışarak bu absürt kararın zarar verici etkilerini gidermeyi dört gözle bekliyor” dedi.

Trump’ın da o anı iple çektiğini söyleyebiliriz.

Başkanlık koltuğuna oturduğunda Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma sözü verecek kadar İsrail yanlısı olmasıyla bilinen Trump, kararın kabul edilmesinin arından Twitter’daki hesabında “20 Ocak’tan sonra BM’de her şey farklı olacak” mesajını paylaştı.

Bu arada Arap sokağı, bir yandan karara sevinirken diğer yandan Mısır’ın tavrına öfkeli.

Çünkü karar tasarısı BMGK’ya ilk başta Mısır tarafından sunulmuştu.

“Bibi” lakabıyla bilinen Netanyahu’nun ve Trump’ın Mısır diktatörü Abdülfettah El Sisi’yle gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerinin ardından da yine Mısır tarafından geri çekildi.

Fakat tasarıya destek veren Venezuela, Yeni Zelanda, Malezya ve Senegal oylamanın yapılmasında ısrar etti.

Bibi – Sisi dayanışması İsrail’i kurtaramadı.

Arap ülkeleri İsrail’le gizli veya aşikâr diplomatik ilişkilerine rağmen bu tür konularda hep Filistin’in yanında yer aldı.

En azında perde önünde öyle göründüler.

Darbeci Abdülfettah El Sisi yönetimindeki Mısır ise Arapların bu ortak tavrına aykırı hareket etmekten ve İsrail’i açıkça desteklemekten çekinmiyor.

Üstelik bunu yaparken ya dalga geçiyor ya da herkesi darbeciler gibi aptal sanıyor.

Çünkü Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın karar tasarısının neden geri çekildiğini açıklarken “Veto edilmeyeceğinden emin olmak istedik” demesinin başka bir anlamı yok.

Yani Kahire, “Tasarıyı Trump başkanlık görevini Obama’dan devraldıktan sonra oylamaya sunalım” diyor.

Trump başkanlık koltuğuna oturduğunda ABD’nin böyle bir tasarıyı BMGK’da veto etmeyeceği düşünülebilir mi?

Hangi aptal buna inanır?

Mısır’ın BMGK’daki İsrail yanlısı tavrına darbeye destek verenler arasında da tepki var.

Darbeye zemin hazırlayan 30 Haziran gösterilerinin organizatörlerinden Milletvekili Heysem El Hariri, karar tasarısının geri çekilmesinin “Mısır’ın tarihine hakaret” olduğunu söyleyerek Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri’den açıklama istedi.

Mursi karşıtı gösterilerin baş aktörlerinden “Sosyalist Halk Koalisyonu” da BMGK’daki tavrın utanç verici olduğunu belirterek, Mısır’ın “Tel Aviv’in sözcüsü ve hizmetçisi” haline geldiğini, bölgede İsrail’den başka müttefiki kalmadığını söyledi.

Arap milliyetçisi Mısırlı gazeteci ve politikacılardan bir kısmı söz konusu tavrı kınarken, diğerleri Abdülfettah El Sisi’nin öfkesini çekmemek için üç maymunu oynamayı ve sessiz kalmayı tercih etti.

Mısır’ın BMGK’daki tavrına bir eleştiri de darbenin baş destekçisi ve finansörü Birleşik Arap Emirlikleri’nden geldi.

BAE yönetimine yakın isimlerden akademisyen Abdulhalık Abdullah, Körfez ülkelerinin Sisi rejiminin icraatları karşısında yaşadığı hayal kırıklığına işaret ederek, mevcut Mısır yönetiminin uzun süre tahammül edilemeyecek “siyasi ve mali bir yük” haline geldiği yorumunda bulundu.

Körfez ülkelerinde kapalı kapılar ardında Mısır diplomasisinden şikayet edildiğini söyleyen Abdullah, bütün bunlara rağmen Mısır’a desteğin devam edeceğini öne sürdü.

Abdülfettah El Sisi’yi askeri darbeyle Mısır’ın başına musallat edenler dahi cunta liderinin icraatlarını savunamıyorlar.