Anayasa değişikliği başörtülü kadınların beklediği bir güvence idi.

Yıl 2022, bir sorun yok. Fakat Erdoğan garantörlüğünde çözülen başörtüsü meselesi için yarın ne olacak, belli değil.

Başörtülü kadınlar kazanımlarının kalıcı hale getirilmesini istiyor. Çünkü ülke içindeki faşist zihniyetin hortlaması, olası iktidar değişiminde an meselesi. Adeta pusuda bekliyorlar, farkındayız. Olmaz demeyin. İlk icraatları yeniden başörtüsünü üniversitelerde yasaklamak olacak ve ardından da kamudan başörtülü kadınları kazıyacaklar. Allah fırsat vermesin.

HAFIZA HER ŞEYDİR

Eğitim hakkı ve kamuda çalışma hakkı en asgari insan haklarındandır.

Ne yazık ki bu haklar, başörtülü kadınlara çok görüldü. Rejim, başörtülü kadınların üzerinden silindirle geçti. 28 Şubat Postmodern Darbesi ile başörtülü kızlarımızın elinden eğitim hakkı alındı. Kamuda çalışmak ise hayal haline gelmişti. Yani başörtülü doktor, hâkim, polis, psikolog olmak bir yana, daha eğitim sürecinde bu olanağın önü kapatılmıştı. Başörtülü bir şekilde İmam Hatiplerde bile eğitim alamıyor, üniversitelerin kapısından içeri girilemiyordu.

Darbenin üzerinden 25 yıl geçti ama hâlâ izleri hafızamızda taze. Tıp beşinci sınıfta başını açmayı kabul etmediği için İstanbul’dan köyüne dönen Leyla’nın kaderi ne yöne evrildi? Bilmiyoruz. Yüzbinlerce genç kızımızın emekleri bu şekilde çöpe atıldı, adeta sistem dışına itildi. “Ya bizim gibi giyineceksin ya da evinde oturacaksın!” dediler, İkna Odaları’nda. Bu ceberut yapının zihniyeti sadece gençleri vurmadı. 71 yaşındaki Medine Bircan ninemize sağlık karnesindeki başörtülü fotoğraf nedeniyle sağlık hizmeti verilmedi. Böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize bağlanması gereken hastanın fotoğrafı fotoşopla açık hâle getirildikten sonra onay sürecinin tamamlanması sonucunda iş işten geçmiş ve ninemiz bir gün sonra vefat etmişti.

Asker, siyaset ve yargı üçgeninde başörtülü kadınlara açıktan düşmanlık, baskı ve ceza uygulayan yapıyı şimdi tekrar hatırlama zamanı.

“Başörtüsü sorununu ben çözdüm” diyen Kılıçdaroğlu’nun, başörtüsüne özgürlük getiren anayasa değişikliğini durdurmak için nasıl Anayasa Mahkemesi’ne koştuğunu biliyor muydunuz?

Genç nesil için bu gündemin yeniden canlanması çok iyi oldu. Şimdi hafızayı aktaralım.

İşte başörtüsüne özgürlük mücadelesinin kısa kronolojisi:

*Başörtüsü yasakları 1970-80’lerde üniversitelerde baş göstermeye başladı. 80 Darbesi başörtülüleri hedef haline getirdi.

*1997’de gerçekleşen 28 Şubat Darbesi ile başörtüsü yasakları tüm ülke genelinde üniversitelerde ve kamu kurumlarında çok katı biçimde uygulandı.

*Yasaklar yıllar sürdü. Başörtülü kızlar sokaklarda coplandı, aşağılandı ve küçük düşürüldü. Hiçbir şekilde “normal” yaşamlarına izin verilmedi ve hayatları ellerinden çalındı. Bu noktada bir nesil heba edildi. Tek suçlarıysa başörtülü olmaktı.

*2002’de AK Parti iktidar oldu ve yasaklar kısmen bu süreçte de devam etti.

*2008’de Recep Tayyip Erdoğan hamlesini yaptı. Başörtüsüne özgürlüğü de içeren anayasa değişiklik paketini meclisten geçirdi. Başörtülü kızlar sevinç içindeydi ama vesayet odakları hemen harekete geçti.

*28 Şubat’ın medya ayağı olan Aydın Doğan’ın gazetesi Hürriyet; “411 El Kaosa Kalktı” manşetini attı.

*CHP’li vekiller ve Kemal Kılıçdaroğlu Meclis’ten geçen anayasa değişikliğine itiraz ettiler ve Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular. Başvuru sonrası pek neşeli idiler. Ve karar bekledikleri gibi oldu. Başörtüsüne özgürlük getiren Anayasa değişikliğinin yürürlüğü durduruldu. Medya-siyaset ve yargı üçgeni, askeri vesayetin darbesi sonucu oluşan ‘yasaklar iklimini’ korumayı başarmışlardı (!)

*Peki Erdoğan ne yaptı? Genelgeler ve yönetmeliklerle başörtüsü sorununu zamana yayarak tüm alanlarda çözmeyi başardı.

*Bugüne geldiğimizdeyse algı oyunu yapan Kılıçdaroğlu, başörtüsü kazanımının üzerine siyaseten konmak istedi. “Yeni bir kanunla başörtüsü özgürlüğünü koruyacağız” mealinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise bir ileri adım daha atarak “madem öyle, sorunu kalıcı halde çözelim ve anayasayı değiştirelim” dedi.

*Kılıçdaroğlu, helalleşme söyleminin ne kadar samimiyetsiz olduğunu ortaya koydu ve anayasa değişiklik teklifini desteklemeyeceğinin mesajlarını verdi.

*Şu dakika itibariyle tüm partiler teste tâbi durumdalar. Partilerin teklife yönelik ortaya koyacağı görüş ve tutumlar, kronolojik olarak ‘başörtüsüne özgürlük’ meselesine eklemlenerek tarihe geçecektir.

İzleyeceğiz.