Suudi Arabistan 2’inci Veliahtı ve Savunma Bakanı, Kral Selman Bin Abdülaziz’in oğlu Prens Muhammed Bin Selman, Amerika ziyaretinden döndü.
Fakat ziyaretin yankıları hâlâ devam ediyor.
Öncelikle 15 Haziran’da yayınlanan “Oğul Muhammed Amerika’da” başlıklı yazımdan bir bölümü hatırlayalım.
Şöyle demiştim:
“Kral Selman’ın oğlunun Amerika’ya Yemen ve Suriye gibi konular hakkında görüşmeler yapmak için gittiği ilan edilse de gerçekte ziyaretin amacının Amerikalılara ülkeyi kendisinin amcasının oğlundan daha iyi yönetebileceğini anlatmak olduğu söyleniyor.
Prens Muhammed Bin Nayif’in Amerikalılar nezdinde “El Kaide’yle mücadelenin şahini” olma gibi bir imajı, yani artısı var.
“2030 Vizyonu” ile dikkat çekici bir hamle yapan Prens Muhammed Bin Selman’ın da Amerika’da Suudi Arabistan’ı laikliğe daha yakın bir çizgiye çekme sözü vereceği ifade ediliyor.”
Middle East Eye sitesinde geçen hafta Çarşamba günü Körfez ülkeleri uzmanı Rori Donaghy imzasıyla yayınlanan makale de tam olarak aynı noktaya işaret edilerek, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Prens Muhammed Bin Selman’a 2016’nın sonunda kral olmak için Amerikalıların desteğini nasıl alabileceğine dair tüyo verdiği öne sürülüyor.
Yazıda belirtildiğine göre Abu Dhabi’nin genç prense önerdiği stratejinin iki ayağı var:
Birincisi, Suudi Arabistan’ı Vahhabilikten uzaklaştırmak.
İkincisi ise İsrail’le ilişkilerini güçlendirmek.
BAE’nin fiili yöneticisi Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed, Kral Selman’ın oğluna babasından sonra tahta oturmak istiyorsa Tel Aviv’le güçlü iletişim kanalları olması gerektiğini söylemiş.
Yazıda ayrıca, Prens Muhammed Bin Selman’ın Amerika’nın desteğini alabilmesi için ülkede uygulanan Vahhabi sisteme son vermesi gerektiği, genç prensin de bu yönde adımlar atmaya başladığı, “Heyet” olarak adlandırılan din polisini aşamalı olarak kaldırmayı planladığı, etkili isimlerin gözaltına alındığı, daha sonra “Büyük Alimler Heyeti”nin ilga edilerek Vahhabiliğe hizmet eden tüm İslami faaliyetlere son verileceği iddia ediliyor.
El Suud ailesi, kraliyetin kuruluşundan bu yana ittifak ettiği ve “ulu’l emre itaat” fetvalarıyla meşruiyetini halka kabul ettirmek için sonuna kadar kullandığı din alimlerini bir süredir yük olarak görüyor.
Fakat yönetimdeki ailenin bu ittifaktan bir çırpıda kurtulması mümkün değil.
Toplumun buna hazırlanması için devlet eliyle çeşitli programlar yürütülüyor.
Laik yazarlar korunup desteklenerek, laikleşme projesine karşı çıkan İslamcı yazarlara yoğun baskı uygulanıyor.
Din adamlarının halk nezdinde gözden düşürülmesi için yayınlanan ve dindarlarla alay edilen “Taş ma taş” ve “Selfie” adlı komedi programları da yine o planın bir parçası.
Yine de Prens Muhammed Bin Selman’ın işi o kadar kolay değil.
Amerikalıların Prens Muhammed Bin Nayif’ten vazgeçecekleri şüpheli.
Veliaht Prens Muhammed Bin Nayif, amcasının oğlunun adımlarını şimdilik izlemekle yetiniyor.
BAE Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’in kılavuzluğunda gözünü karartıp aceleyle attığı adımlar tahta giden yolda Kral Selman’ın oğlunun ayağına dolanabilir.
***
Bayramınızı kutlar, sevdiklerinizle birlikte sağlıklı ve mutlu nice bayramlara kavuşmanızı dilerim.