2000’li yılların başında kendimize ait bir özel öğretim kurumunda pratik Arapça dersleri veriyorduk. Bir gün milli eğitim müfettişleri ders verilen sınıfın tahtasında Arapça yazıları görünce panikleyerek “bunu tutanakla tespit etmemiz gerekiyor” tarzında ifadelerde bulunarak raporlarını yazmışlardı. Bunun üzerine milli eğitimden Arapça müfredatının onayını almıştık.
Bu filmi geriye sarınca bu konuyla ilgili çok acıklı dramatik hikâyelerle karşılaşırsınız. Bırakın Arapça öğrenmeyi Kur’an-ı Kerim öğrenmek için ne badireler atlatmış babalarımız, dedelerimiz… Rahmetli Prof. Dr. Orhan Karmış hoca anlatmıştı. “Bursa’da hafızlık eğitimi alıyordum. Derse gitmek için Kur’an-ı Kerim’i göğsüme gömleğimin içine sokar köşe başında kimsenin görmemesi için beklerdim. Sonra koşarak diğer tarafa geçer ders alacağım yere gizlice girerdim. Biz böyle hafız olduk.” Büyüklere sorun daha acı hikâyeleri dinleyeceksiniz.
Elhamdülillah o günler geride kaldı. İslam medeniyetinin ana dili Arapça ile yazılmış eserlerden oluşan kitap fuarı açıldı İstanbul’da. Basın Yayın Birliği’nin organize ettiği Uluslararası Arapça Kitap Fuarı’na 15 ülkeden 200’den fazla yayıncı katıldı. “Yeni Bir Dünya Keşfet” sloganıyla 1-9 Eylül tarihlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Avrasya Kültür Merkezi’nde İslam Medeniyetinin ana dilinde yazılmış eserleri keşfetmek kendinize biraz zaman ayırın. Son yıllarda kimisi mecburiyetten kimisi bu güzel beldede yatırım yaparak yaşamayı seçen çok sayıda Arap için bu fuar büyük bir fırsat. Arap yayıncılar kendi ülkeleri dışında en büyük fuarı burada yaptıklarını belirtiyorlar.
İstanbul Ticaret Odası bu büyük önemli etkinliğe burada yaşayan Arap çocuklarına kitap hediye ederek sağladı. Çocuklara hediye kuponlarını verirken onların gözündeki ışıltı ve sevinci görmenizi arzu ederdim. İnsana, geleceğe, medeniyete en büyük yatırım bu olsa gerek. Yeniden dirilmek, bir olmak ve beraber olmanın en kestirme ve kolay yolu kitapla köprüleri atmaktan geçiyor.
İslam medeniyetinin diğer önemli lisanı Farsçadır. Arapça, Farsça Türkçeyle o kadar iç içe geçmiş ki bunları birbirinden ayırmak nerdeyse imkânsız. Ayırmaya kalkışan kötü niyetlilerin hüsrana uğradığını yakından görüyoruz. Farsça dilinde de çok büyük eserler verilmiş. Önümüzdeki yıllarda Farsça Kitap Fuarı veya Farsça Kültür Günleri organizasyonlarını da görürüz diye umut ediyorum. Belki dünya çapında ün yapan İran filmleri de böyle bir etkinlikte yer alır.
Medeniyetimizin üç saç ayağı olan Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde üretilen eserleri tercüme yoluyla daha çok birbirine kazandırarak yıllarca ihmal edilmiş açığı bir nebze kapatabiliriz. Sadece İstanbul’da değil Arap şehirlerinde İran şehirlerinde üç dilli kitap fuarlarını bekliyoruz.
Şehir ve Kültür Dergisi
Şehir ve Kültür Dergisi 50.sayıya ulaştı. İnşallah 50.yıllara da ulaşır. Dergiler düşünce okullarıdır. Ne yazık ki ülkemizde uzun soluklu dergi bulmak oldukça zordur. Büyük çoğunluğu fikrin para etmemesi nedeniyle uzun soluklu olmaz. Hâlbuki dergiler çok mütevazı şartlarda çıkar. Aslında dergiler düşünce hayatına ne kadar önem verdiğimizin göstergesidir.
Şehir ve Kültür Dergisi tasarım ve muhtevasıyla kalitesini koruyan bir mektep. Şehirler üzerine çok güzel ve nitelikli yazılar yayınlanıyor bu düşünce mektebinde. Çok sayıda usta kalem her ayın dosya konusu çerçevesinde kültür dağarcığımıza yeni şeyler katıyorlar. Bu çileli yolda mücadele eden dergi yöneticilerini ve ona hayat veren kalem erbabı, fikir üstatlarını tebrik ediyorum. Daha nice sayılara Şehir ve Medeniyet ikliminde beraber olmak dileğiyle Allah’a emanet olun.