Yeni sitemde Ankara’nın rolü ne olacak? Yine bütün işler Ankara’dan mı çözülecek? Bu ve benzeri soruların cevapları henüz belli değil. Ne kadar farkındayız bilmiyorum ama sıradan bir iş yapmadık, 16 Nisan’da sistemle beraber hayatımız değişti ancak bunun sonuçlarını görmek zaman alacak. Sistemin bütün taşları yerinden oynadı fakat tartışmalarımız, referanslarımız hep eski sistem üzerine. Sanıyorum uyum yasaları çıkarılırken gündeme gelecek başlıklarla meseleye daha çok vakıf olacağız.

Kültür ekonomisi bağlamında özel sektörün meselelerini görüşmek üzere günü birlik bir Ankara seferine çıktık. Sabahın erken saatlerinde yüzlerce insan bizim gibi ellerinde sadece iş çantalarıyla uçaklara biniyorlar. İstanbul-Ankara arası ulaşım hızlı tren ve otobanlarla kısalmasına karşın yine de uçak yolculuğu tercih ediliyor. Gün içinde her saat başı Ankara İstanbul arası seferler var.

Sabahın erken saatlerinde şık giyimli hanımefendiler, beyefendiler mesailerini Ankara’da geçirmek üzere yola çıkıyorlar. Bizim gibi yanlarında çoğunlukla el çantalarının olması akşama İstanbul’a döneceklerinin işareti. Hal ve hareketlerinden, konuşma biçimlerinden adeta Ankara’yı fethe gider gibi bir halleri var. Otobanlarında, hızlı trenlerinde dolu olduğunu düşünüyorum.

Ankara siyasetin, bürokrasinin merkezi. Son yıllarda ülkemizin her alanda büyümesi nedeniyle meselelerin son çözüm yeri olarak Ankara’ya trafik arttı. Bunu Ankara’nın görünümünün hızla değişmesinden de görmek mümkün. Yeni binalar, alışveriş merkezleri, yerleşim yerleri ile farklı bir görünüm kazanıyor, Ankara. Dev bakanlık binaları, genel müdürlükler ülkeye hizmet için dolup taşıyor. Her geçen gün kamu binaları büyümeye devam ediyor. Özellikle hizmetlerin dijitalleştiği çağda kamunun durumu nasıl acaba?

Bütün işlerin Ankara’dan yapılmasından hep şikayet ettik. En ufak bir konunun başbakandan, bakanlar veya milletvekilleri tarafından çözülmesi için binlerce insan Ankara’nın yolunu tutuyor. Dilerim yeni sistem meseleleri yerinde halledecek çözümler üretir. Böylece Ankara önemli devlet işlerinin, uluslararası meselelerin çözümüne daha çok zaman ayırır.

Ekonomi Bakanlığı’nda ve Kültür Bakanlığı’nda görüştüğümüz yetkililerin konulara getirdikleri pratik çözümler sevindirici. Uzun yıllar kültür konuları sadece kültür bakanlığının gündeminde olurdu. Kültürün sadece kültürel bir değer olmadığını aynı zamanda ekonomik bir değer olduğunu fark eden ekonomi bakanlığı da konuyla yakından ilgileniyor. Özellikle kültür ürünlerinin ihracat kalemleri arasında yer alması teşvik ve destekleri de artırdı. 2023’te 500 milyarlık ihracat hedefleri arasında mutlaka kültür ekonomisinin de ciddi yer alması gerekir. Çünkü kültür ekonomisinin ürünleri sadece kendi değerleriyle değil, diğer sektörler içinde yol açıcı özellik taşımaktadır. Bir dizinin, bir sinema filminin hedef kitlesi milyonlarca kişidir. Bu nedenle kültür ekonomisi stratejik sektördür.

Hem kültür hem ekonomi bakanlığı yetkililerinin özel sektörle daha fazla işbirliği içinde olmak istiyorlar. Hatta özel sektörü teşvik ve cesaretlendirici yaklaşımlarının gelecekte iyi işlerin olacağının işareti. Ne güzel “Biz devletiz, biz yaparız demiyorlar. Ülkemizin insanları siz yapın biz de devlet olarak yanınızdayız.” diyorlar.

Dileğim yeni sistemde başkente sadece kontrol, denetim, yönlendirme ve destekleme gibi görevler düşer. Büyük ve güçlü Türkiye’nin yolu buradan geçiyor…