Hiç bir şekilde güvenilemez oluşu yüzüne çökmüş olan nursuzluktan ilk saniyede anlaşılabilecek olan Joe Biden ülkemize geldi ve ortalığı iyice karıştırıp inine geri döndü. Daha önce buralara çokça gelip giden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry en azından profesyonelliği nedeniyle Türkiye ‘yi oyalamaya çalıştıklarını pek de hissettirmezdi. Reisleri Barack Obama Efendi ise birlikte olduklarında Erdoğan ya da Davutoğlu’nu ciddi bir şekilde dinliyormuş gibi yapar, ara sıra kafa sallayarak sanki onaylıyormuş gibisinden pozlar verir ve ardından suya sabuna dokunmadan Türkiye’nin özellikle Suriye ve PKK-PYD konusundaki tüm tezlerini muğlâk sözlerle desteklermiş gibi yapıp, özellikle son dönemde IŞİD konusunu kucağımıza koyup araziye karışırdı. Ama Joe Biden farklı, takdir etmek lazım niyetlerini hiç gizlemiyor. TC. Devleti aleyhine yaptığı açıklamalar ve marjinallerle yaptığı görüşmeler ardından Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkünde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabulünde güya sağa sola bakarak ‘’ Aman yarabbi, ne de çok etkilendim Osmanlı mirasından, aman Sayın Erdoğan bakın tüm dünya önünde ben bu görüntüleri verip sizleri onore ediyorum, lütfen siz de üstüme fazla gelmeyin; PYD-PKK, Suriye, Irak bu işlerle yaptığım açıklamalara fazla müdahil olmayın. Durumu idare edin işte, bizim siyasi hedeflerimiz ve yeni planlarımız var bölgede, siz karışmayın, oturun oturduğunuz yerlerde. İşte beni karşıladığınız Mabeyn Köşkü, burada daha fazla kalmak istiyorsan kendi işine bak be kardeşim, sana ve ülkene onlarca yıldır biçtiğimiz rolden fazlasına soyunma işte! ‘’ Resmen böyle diyerek defolup gitti ülkemizden. Ve çok acaiptir ki, Sol tandanslı ve müzmin ABD karşıtı kesimler çok büyük mutluluk duydu bu sözlerden ve Biden kişisiyle özçekim yarışına girdiler bu vesileyle.
Acaip..
Sanki ruhları ve akılları onlara teslim ve onlar adına gönüllü ajanlık yapmayı kendilerine vazife bilmişler bu ülkede.. Aslında çok fark etmiyor onlar için hangi düşmanlık merkezlerinden beslendikleri. Bugün ABD, dün Rusya, yarın Esed, önceki gün İran; Türkiye’ye zarar vermek adına parayı kim basarsa onların köpeği olup havlamaya çok elverişliller… Tıyniyetleri bozuk, herhangi bir milli ya da dini değerler sistemine bağlı değiller ve o nedenle çok kullanışlılar, bakmayın Türkçe konuştuklarına falan… Ancak herkes tanıyıp biliyor bunları ve toplum üzerinde zerre miskal değer ve etkileri yok, bakmayın Bidon’un bunlarla yaptığı görüşmelere…
Ancak gerçek şu, 2013 Mayıs ayında Erdoğan ve Davutoğlu’nun ABD ziyaretleri esnasında Obama, Biden ve Kerry tarafından kendilerine gösterilen olağanüstü ilgiden rahatsız olmuş ve demiştim ki ; ‘’Ben siyaseti ve özellikle Amerikan siyasetini biraz bilirim, kesilecek koyunu bu alemde biraz semirtirler..O nedenle Erdoğan’ın ABD tarafından bu denli üst düzey karşılanması ve özellike Biden ve Kerry tarafından hakkında bunca söylenen güzel sözler beni ciddi anlamda rahatsız etti.” Tam da böyle yazmıştım o günlerin Sancaktar dergisinde ve aradan henüz bir ay geçmeden dünyanın tüm Erdoğan karşıtı ittifakları bir anda saldırıya geçerek 2013 Haziran ayı başlarında Gezi olayları olarak tarihi kayıtlarda yerini alan darbe girişimini başlattılar ve günlerce süren bu kalkışma en nihayetinde bastırıldı ve ancak neden olduğu travmalar uzunca süre devam etti. Bu esnada ABD’li gayri resmi devlet kanalı CNN’in yaptığı skandal yayınlar da gündeme damgasını vurmuştu.
Ardından yaşanan Paralel Darbe Girişimi, Çözüm Süreci travmaları, PYD-PKK terörü, Suriye sıkıntıları ve son olarak Rus uçağını düşürmemizle birlikte düçar kaldığımız gelişmeler..
Ve Biden ülkemize gelip tıpkı İstanbul Boğazından Esed rejimine destek vermek üzere gözümüzün önünden gelip geçen ağır silahlar yüklü Rus Savaş gemileri gibi resmen PYD’yi (PKK) meşru gördüğünü söyleyerek bu topraklardan ayrıldı…
Bugün bir kardeşim yazmış, evet işin başında yani 4 yıl önce Suriye’ye biz girmeli ve problemi başında çözmeliydik… O günlerde Hakan Albayrak’a ‘’üstad, eğer Suriye sorununu şimdi çözemezsek faturası bize çok ağır olacaktır’’ diyordum ve O da ‘’çok haklısın ağabey ‘’ deyip elinden gelenin ötesinde mücadele ediyordu…
‘’Paralel bizi zaten kandırıp ihanet etti, Ergenekon’da zokayı yuttuk, Balyoz’da çuvalladık, biz çözüm süreci ile uğraşırken PKK meğer bizi aldatıp silah yığınağı yapmış, O kadar yardımcı olduğumuz İran bakın arkamızdan ne işler çevirmiş, yayılmacı Rusya’nın Suriye’ye girmesini beklemiyorduk..’ gibi sözler duymaktan fena halde sıkıldım artık. Şimdi de ‘’dost ve müttefik ABD’’ Suriye konusunda bizi yalnız bıraktı gibi sözler edecekseniz vallahi pis kusacağım…
Aklım çok yetmez bu işlere, ancak sanırım Türkiye gibi bir ülke bunca safdillikle yarınlarına pek de güvenemez gibi geliyor bana… Üzgünüm…
Selam ve dua ile…