Türkiye’nin siyasi gündeminde isimler değişse de yaşananlar hiç değişmiyor. 2018’den 2023’e kadar beş yıl boyunca Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağını tartıştık. Seçim biter bitmez, bu sefer de CHP ile İYİ Parti arasındaki kavgayı tartışmaya başladık.

Kendi adıma altı aydır bu boş tartışmalarla ilgili yazı yazmadım. Ancak yaklaşan yerel seçimlerden dolayı artık bu konunun daha somut olaylarla halkın gündemine girdiğini görüyorum.

İYİ Parti’de başlayan istifa dalgası büyüyerek devam ediyor. Partinin kurucuları, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, il, ilçe başkanları ve belediye meclis üyeleri “CHP ile seçim ittifakı yapılmamasına” tepki göstererek istifa ettiriliyorlar.

Akşener şu anda Pensilvanya ve İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’ndan sonraki hedefi durumunda. 31 Mart seçimine kadar maalesef yeni tartışma konumuz; Pensilvanya ve İmamoğlu İYİ Parti’yi dağıtır mı, Akşener’i devirirler mi olacak.

Operasyonlarında kullandıkları İYİ Parti ve lideri Akşener’in yerel seçimlerde CHP ile ittifak yapmayı reddetmesi Pensilvanya ve İmamoğlu’nu fena kızdırmış!

Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmenin faturasını Akşener ve İYİ Parti’ye kesen CHP, yerel seçimlerde yaşayacağı hezimetin faturasını da şimdiden Akşener’e kesmiş durumda.

CHP ve İmamoğlu, İYİ Parti’nin oyları olmadan başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok büyükşehir belediyesini AK Parti’ye kaptıracağını biliyor.

AKŞENER VE İMAMOĞLU İÇİN “HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLMAYACAK”

İstanbul’u kaybeden İmamoğlu’nun CHP’ye patronluk yapmasına izin verirler mi? “Kardeşim” dediği Özgür Özel, kendisine “mikrofon” vermeyen İmamoğlu’na genel başkanlık koltuğunu kendi elleriyle teslim eder mi?

İmamoğlu’nu CHP’de güçlü kılan, Türk siyasi hayatında gündemde tutan tek şey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıdır. Başkanlığı kaybeden İmamoğlu’na CHP’de selam verirler mi bilemiyorum.

“Bize siyasi operasyon yapıyorlar” diyerek CHP ve İmamoğlu’nu işaret eden İYİ Parti ve Akşener’in yeniden ittifak yapması, idam fermanını imzalamak olur.

CHP’nin İYİ Parti’yi kontrol etme, İmamoğlu’nun Akşener’e liderliğini kabul ettirme “savaşı” önümüzdeki günlerde yeni istifalar, yeni skandal iddialarıyla şiddetlenerek devam edecektir.

Akşener, yapılan operasyona karşı “Bu bir savaş ilanıdır. Buyursun gelsinler, ben buradayım.” diyerek kılıçları çekti. “Babasını” kongrede deviren İmamoğlu, “ablasını” siyasi operasyonlarla seçimden önce deviremezse sonrasında işi zor.

Batılı patronları, Erdoğan’ın karşısına çıkaracakları ismin yolundaki engelleri tek tek kaldırmaya başladılar. Akşener de Kılıçdaroğlu gibi çarpışıyor. Akşener’in bu savaşı kazanma ihtimali olmasa da CHP ve İmamoğlu’na seçimde çok ağır bir bedel ödeteceği kesin.

Mart seçimleri, Akşener’in de İmamoğlu’nun da siyasi hayatını bitirebilir. Akşener’in bu savaşta kaybedeceği pek bir şey yok ama İmamoğlu İstanbul’la birlikte CHP’yi de kaybedebilir.

Akşener-İmamoğlu savaşının sonucu Türk siyasi hayatında önemli bir viraj olabilir. 2028’e giden yolda kartlar yeniden karılırken Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak yeni aktör için yol temizliğine erken başlandığı görülüyor.

Ancak 2024’te “her şey” İmamoğlu için de Akşener için de “çok güzel olmayacak!”