Türk toplumunun ezici çoğunluğu Gazze’de İsrail’in gerçekleştirdiği soykırıma karşı çıkıyor, Filistin’in yanında duruyor.
Türk toplumu tarih boyunca hep zalimin karşısında, mazlumun yanında durmuştur.
Bundan sonraki satırlarımı, Türkiye ateşe su taşıyan karınca misali, Gazze’deki soykırımı durduramasa da elinden gelen her şeyi yapsın diye samimi olarak çabalayanları ayrı tutarak yazıyorum.
Türk toplumunun mazlumların yanındaki bu hassasiyetini bilen Türkiye düşmanları ve onların içerideki uzantıları, Gazze soykırımı başladığından beri türlü provokasyonlar ve ajitasyonları devreye soktular.
Bu dezenformasyon kampanyasında İran ve onun Türkiye’deki uzantıları başı çekiyor.
Seçimlerde Gazze meselesi üzerinden oy avcılığına girişenler de bu fitne ateşine bol bol odun taşıdılar.
Günün sonunda mesele öyle bir noktaya vardı ki; “Türkiye polisi pek tabii İsrail'in askeridir!” tweetlerinin atıldığı bir düzleme geldik.
Burada bir parantez açalım ve “Türk polisi” yerine “Türkiye polisi” tanımının kullanılmasının da bu işin arkasında kimler olduğunu ele verdiğini belirtelim.
Öyle bir hava oluşturuldu ki sanki İsrail Türkiye’nin sağladığı lojistikle Gazze’de soykırımı devam ettiriyor algısı sosyal medyada yaygınlaştırılmaya başlandı.
Bu provokasyon kokteylinde kimler yok ki?.. Esad’ın Şebbihaları, İran’ın uzantıları, FETÖ trolleri, İsrail’i her konuda destekleyen Almanya’ya kaçmış olan PKKlı bir sözde gazeteci ve Mossad’ın trolleri.
Bütün bu provokasyonların üstünü örttüğü gerçek ise Türkiye’nin Filistin’e en fazla yardımı yapan ülke olduğu gerçeği. Bunun da ötesinde diplomatik alanda en fazla çabayı ve gayreti gösteren ülke de Türkiye.
İsrail’e verdiği destek için Amerika’ya, Almanya’ya, Suriye’deki Müslüman katliamı için İran’a, Hamas’a terörist dediği için CHP liderine seslerini çıkaramayanların Filistin meselesindeki laflarının bir kıymeti yok.
Bunun da ötesinde şunu bilmemiz lazım ki Filistin sorununun hızlı ve basit bir çözümü maalesef yok.
Ama şurasını da görmemiz lazım; Türkiye İsrail’le olan ilişkiler konusunda son 20 yılda çok önemli mesafeler katetmiş olan bir ülke.
Düşünün ki bir zamanlar İsrail Hava Kuvvetleri Türkiye’de tatbikatlar yapıyor, Türkiye İsrail’den milyarlarca dolarlık silah satın alıyor, Mossad MİT ile derin bir iş birliği içerisinde ortak çalışmalar yapıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Davos’taki çıkışıyla başlayan süreçten sonra Türkiye’nin İsrail’le olan bu bağları tamamen kopardığını ve bundan dolayı da ciddi bir bedel ödediğini hepimiz biliyoruz.
Davos’tan beri İsrail lobisinin medyadaki ve finans sektöründeki uzantılarının; Türkiye’nin ekonomisine, Türkiye’nin imajına, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imajına karşı sistematik bir saldırı başlattığı herkesin malumu.
Böyle bir ülkeyi, onun polisini, askerini, liderini İsrail’le özdeşleştirmeye çalışanlar ancak Türkiye’nin düşmanlarına hizmet etmektedirler.