İsrail’in Gazze Şeridi’ni hedef alan saldırılarıyla ilgili görüşmelerde bulunmak için Orta Doğu turuna çıkan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, önceki gün İsrail’i ziyaretinin ardından Ürdün’ün başkenti Amman’daydı.

Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar dışişleri bakanları ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Genel Sekreteri ile yaptığı toplantıdan sonra Mısırlı ve Ürdünlü mevkidaşlarıyla birlikte düzenlediği basın toplantısında ABD’nin ateşkese karşı olduğunu açıkladı.

Gazze Şeridi’nde mevcut koşullarda yapılacak bir ateşkesin Hamas’ın gücünü yeniden toparlamasına ve 7 Ekim’deki saldırıların benzerlerini tekrarlamasına olanak tanıyacağını söyledi.

Ateşkese karşı olmakla birlikte çatışmalara kısa süreliğine ara verilmesi çağrısında bulunan Blinken, Mısırlı ve Ürdünlü mevkidaşlarıyla aynı temel çıkar ve hedefleri paylaştıklarını, yeni bir cephe açılmasını engellemek konusunda mutabık kalındığını ekledi.

ABD Dışişleri Bakanı ayrıca “uygulanabilir tek çözüm” olarak nitelediği iki devletli çözümü savundu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby de geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ateşkesin Hamas’a yarayacağını ve ABD’nin gelecekte Gazze Şeridi’nde askerî güç konuşlandırma planının olmadığını söylemiş, savaş bittikten sonra Hamas’ın Gazze Şeridi yönetiminde söz sahibi olamayacağını iddia etmişti.

Tüm bu açıklamaları birlikte değerlendirdiğimizde, Gazze Şeridi’ni hedef alan saldırılar her ne kadar İsrail ordusu tarafından gerçekleştiriliyor olsa bile savaşın bölgeye iki uçak gemisi gönderen Washington tarafından yönetildiğini söyleyebiliriz.

Açıklamalar ayrıca İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ni yakıp yıkarak gerçekleştirdiği katliamların hedefine işaret ediyor ve Arap ülkelerinin de plana yeşil ışık yaktıklarını gösteriyor.

Kısaca ifade etmek gerekirse, ABD’nin amacı, Hamas yönetimine son vererek Gazze Şeridi’nin de Batı Şeria gibi Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Devleti’nin yönetimi altına girmesini sağlamak.

Batı Şeria’da İsrail’in güvenliğini büyük ölçüde Abbas’a bağlı güvenlik ve istihbarat birimleri sağlıyor.

Abbas ve adamlarının 2007 yazında kovuldukları Gazze Şeridi’ne İsrail tankları üzerinde dönmeyi hayal ettikleri sır değil.

O rüyayı İsrail’in Gazze Şeridi’ne açtığı her savaşta gördüler ancak hayalleri bir türlü gerçekleşmedi.

Bu kez bizzat ABD tarafından yönetilen savaşın sonunda hayallerinin gerçek olacağına inanıyorlar.

Beyaz Saray’ın ateşkes çağrılarını reddetmesi, Gazze Şeridi’ndeki direniş sona erene kadar saldırıların devam edeceğini gösteriyor.

ABD ve bölge ülkelerinin önceliği savaşı durdurmak ya da Gazze Şeridi sakinlerini korumak değil, savaşın yayılmasına engel olmak.

Tahran’dan gelen açıklamalar ve Hizbullah liderinin cuma günkü konuşması, İran’ın Filistinliler için savaşa dâhil olmayacağını gösteriyor.

Savaşın ABD ve Avrupa tarafından desteklenen İsrail ile Gazze Şeridi’ndeki direniş güçleri arasında kalması noktasında adı konulmamış bir konsensüs söz konusu.

Kara harekâtında batağa saplanan ve Gazze Şeridi’ne atom bombası atma seçeneğini konuşmaya başlayan İsrail’in ABD garantörlüğünde katliamlarını sürdüreceği anlaşılıyor.