2022 yılının sonuna doğru hızla yaklaştığımız şu günlerde herkesin aklında bu soru var: 2023 yılında ülke olarak neler yaşayacağız? Çünkü 2023 herhangi bir yıl değil. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olduğu gibi aynı zamanda ülkenin en hayati ama bu yüzden de belki de en gergin seçimlerine imza atacak yıl.
Ayrıca uzun zamandır Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan “2023 vizyonu ve hedeflerini” dinliyoruz. Mayıs ayında yaptığı bir konuşmada, “Türkiye'nin, gelişmekte olan ülke zincirini kırıp dünyanın en büyük 10 ülke ekonomisine girmesi 2023'te yapılacak tercihe bağlıdır” demişti. Seçmenlerin tercihinin ülke içinde ve dışında önemli değişikliklere yol açacağı aşikâr. Ancak gelin son yıllarda yaşananlardan da yola çıkarak kısaca ülkemizin gelecek yıl neler yaşayabileceğini ve ne gibi adımlar atması gerektiğini inceleyelim.
Yüksek enflasyonla mücadele
Öncelikle ekonomik olarak ülkenin en büyük sorununun yüksek enflasyon olduğunu hepimiz biliyoruz. Makroekonomik verilere göre ülke şaşırtıcı bir performans sergiliyor. Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,9 büyüme kaydederek, üst üste 9 çeyrektir büyümüş oldu. Uzmanlara göre Almanya gibi dünya devlerinin bile resesyona gireceği 2023 yılında Türkiye ekonomisi büyümeye devam edecektir.
Öte yandan, yüksek enflasyonla mücadele, iktidara gelmek isteyen bütün partilerin öncelikli hedefi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son konuşmasında hayat pahalılığı ve enflasyon meselesine karşı alınan tedbirlerin etkisiyle “önümüzdeki yılbaşından itibaren enflasyonun boynunun kırılmış olacağını” söyledi.
Türkiye karşıtlığına karşı lobi çalışmaları
Tabii ki ülkeyi uluslararası sahnede de bekleyenler bir o kadar önemli. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye çok önemli başarılara imza attı. Ülkenin Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Afrika’dan Orta Asya’ya kadar değişik coğrafyalardaki hamle ve girişimleri onu bölgesel bir güç olmaktan çıkarıp küresel bir güç olmaya taşıdı. Türkiye’nin Ermenistan, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi farklı ülkelerle yaşadığı sorunları çözmek için attığı yapıcı adımlar, Ukrayna savaşında dünyanın takdirini kazanan denge politikası, ülkenin dış siyasetini daha güvenli bir zemine oturttu.
Yine de ülkenin karşı karşıya kaldığı birkaç önemli sorun var. Bunlardan ilki malumunuz, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi ülkelerin siyasetlerinin temel taşının Türkiye karşıtlığı olması. Söz konusu husumet, ülke topraklarında Ermeni diasporasının da güçlü olduğu ABD ve Fransa gibi ülkelerle ilişkilerimizi de olumsuz etkiliyor.
Bir örnek vermek gerekirse, Afrika ve Doğu Akdeniz'de sürekli Türkiye'nin karşısına çıkan Fransa, bu sefer de ülkemizin Suriye'nin kuzeyine düzenleyeceği kara harekâtı öncesi, Ürdün'de bölge liderlerinin katılımıyla konferans gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Aynı şekilde, ABD de Türkiye'nin terörle mücadelesinde NATO müttefikine gereken desteği vermiyor. Hatta Pentagon'a göre Türkiye'nin Suriye'deki kara operasyonu, “DEAŞ'a karşı kazanımları ciddi şekilde tehlikeye atabilir”. Buradan hareketle, 2023 yılında Türkiye karşıtlığının ciddi bir boyuta ulaştığı Fransa ve ABD gibi ülkelerdeki lobi çalışmalarına hız vermek gerekiyor. Söz konusu ülkelerdeki kilit isimlerle iyi ilişkiler ve kamuoyunu Türkiye konusunda olumlu etkileyecek çalışmalar ülkemiz için önemli kazanımlar sağlayacaktır.
Dünyadaki tehlikeli gidişata karşı hazırlık
2023 yılı Türkiye için olduğu kadar dünya için de sürprizlere gebe. Dünyanın farklı coğrafyalarında giderek artan tehlikeler mevcut. Azerbaycan-Ermenistan, Kosovo-Sırbistan gibi ülkeler arasındaki bölgesel sorunların haricinde Ukrayna-Rusya, Çin-ABD gibi ülkelerin yaşadıkları savaş ve sürtüşmeler daha da geniş bir alana yayılabilir. Ukrayna savaşının başta AB ülkeleri olmak üzere dünya üzerinde ciddi etkileri oldu. Bugün varılan noktada Putin’e göre “nükleer savaş tehdidi büyüyor”. Peki Türkiye böylesine ciddi bir tehdide karşı ne derece hazırlıklı? Fransa Genelkurmay Başkanlığı Nükleer Kuvvetler Dairesi eski Başkanı Jean-Louis Lozier, nükleer savaş riskinin “Türkiye ve Suudi Arabistan gibi ülkeleri de nükleer bomba arayışına itebileceğini” iddia ediyor.
Tabii ki böyle bir tehlikede, nükleer silaha sahip ülkelerle, nükleer silaha sahip olmayan ülkeler arasında doğacak dengesizlik korkutucu. Ancak yazımı şimdilik bu ihtimalin en azından 2023 yılı için düşük olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum. Türkiye, savunma sanayiinde zaten son derece başarılı adımlar atarken aslında en büyük “silahını” daha da geliştirmeli: Dünyadaki barış ve adalete sağladığı katkı. “Dünya 5’ten büyüktür” diyerek, savaşan taraflar arasında bütün ülkelerin kışkırtıcı politikalarının aksine başarılı bir arabuluculuk diplomasisi yürüterek Türkiye, aslında 3. Dünya Savaşı için elinden gelen her şeyi yapan bütün dünyaya önemli bir ders veriyor ve bu durum, 2023 yılında da devam etmeli.
2023 yılının vatanımız ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını ve hepimizin ümit ettiği gibi ülkemizi devler ligine taşımasını ümit ediyorum.