2018 ülke ekonomimiz için bazı problemlerin yaşandığı bir yıl olarak kayıtlara geçmesine rağmen bu sıkıntıların kaynağına inilerek alınacak önlemlerle 2019 ekonomik anlamda daha rahat geçirilebilecek bir yıl olabilir.

Bunu yapabilmek için 2018 verilerine genel anlamda bir bakış attıktan sonra bu yıl için nelerin yapılabileceğiyle ilgili bazı öneriler ortaya konulabilir.

Öncelikle finansal istikrarın ilk ve vazgeçilmez şartının fiyat istikrarı olduğu gerçeğinden yola çıkarak Merkez Bankası’nın bağımsızlığı özelliğiyle bu konu üzerinde çalışacağına olan güvenimiz sonsuzdur.

Burada piyasa haklı olarak hızlı bir şekilde faiz indirimini beklemektedir ama faizin inebilmesi için öncelikle enflasyon rakamlarının ciddi anlamda düşmesi gerekliliği de hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Enflasyon rakamlarının nasıl inebilmesi gerektiğini de daha önceki yazılarımızda tüm ayrıntılarıyla ifade etmiştik. Enflasyon düştükten sonra yapılan faiz indirimi kalıcı olur.

2019 yılında bizim sıkı ticaretimizin olduğu AB de büyüme rakamlarının  %2’den %1.7’lere düşeceği beklentisinin bize yansımalarının ne olacağı tahmin edilerek hareket edilmelidir.

Ayrıca Brexit le ilgili bizi ilgilendirebilecek ciddi riskler söz konusu olacağından ihracat düzeyimizin 2018’e oranla 2019’da daha artırılması hedeflenerek ihracat odaklı stratejiler geliştirilmelidir.

Gelir oranımızda ciddi yeri olan turizm sektörüyle ilgili fiyatlar genel politikasında bir artış ortaya koyulması bu sektördeki ciroların artmasına sebep olacaktır. Bu noktada bize benzerliği olan (İspanya, Yunanistan ve İtalya) ülkelerdeki fiyatlara yakın fiyatlarla turistin karşına çıkılmalıdır.

2018 yılındaki yatırım enstrümanlarına bakıldığında doların yüzleri güldürmesinin yanında BIST in yatırımcıyı ciddi anlamda üzdüğünü görüyoruz.

Öyle ki dolar %39.5 artış gösterirken BIST 100 Endeksi  %20.9 oranında düşmüştür. Yani borsada yatırım yapan yatırımcının parası bir yılda ortalama 5’te 1 oranında eksilmiştir. Bu verilerle de borsa son 7 yılın en kötü performansını yaşamıştır. 2011 den bu yana yaşanılan bu kötü performans dışarıdan gelecek olan yatırımcı sayısını ve etkinliğini 2019 da düşürebilir.

Borsa performanslarında ki düşüşlere baktığımızda %52 spor, %45.8 bilişim, %35.5 gayrimenkul yatırım ortaklığı hisselerinde gerçekleşirken yükselişler ise %122.8 finansal kiralama, faktöring ve %18.1 madencilik hisselerinde gerçekleşmiştir.

Yükselişlerden ciddi oranda olanı finansal kiralama ve faktöring hisseleridir ki bu iki sektörde faiz sopasını en iyi işleten sektörlerdir. Yani bir taraftan faiz le mücadele ederken diğer taraftan borsa da bu sektörlerin hisselerinin yükselmesi oldukça manidardır.

Tüm bu verileri iyi okuyarak 2019’da şu önlemlerin alınması ekonomik geleceğimiz için çok ama çok önemlidir:

İthalatı azaltıcı, ihracatı (özellikle katma değeri yüksek ürünlerle ilgili) ise artırıcı önlemler alınmalıdır.Yatırım harcamalarında yapılacak olan yatırımların artışına yönelik hareket edilmelidir.Enflasyonu düşürmek üzere kurgu yapılmalıdır.Bankaların sermaye yeterliliklerine yönelik ciddi çalışmalar yapılmalıdırGeri ödenmeyen kredi miktarındaki yükselişleri azaltıcı hareketlerin neler olması gerektiği iyi belirlenmeli ve uygulanmalıdır.Gıda, içecek, tütün, elektrik, gaz, su, üretim ve hizmet sektörlerinde 2018 yılında kullanılan kredilerin geri ödenmeme oranları 3. çeyrekte yükselmiştir. Bu oranların bu sektörlerde neden yükseldiğinin sebepleri iyi araştırılmalı ve bu sektörlere yönelik ek tedbirler alınarak oranların aşağıya çekilmesi sağlanmalıdır.