Bugün 11 Eylül. 2001 yılındaki 11 Eylül saldırılarının üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti.

Geriye dönüp baktığımızda 11 Eylül saldırılarının yakın dönemimizin en önemli jeopolitik kırılmalarından birisi olduğunu söyleyebiliriz.

11 Eylül saldırılarının arkasında kim olduğu çok tartışıldı. ABD yetkililerinin resmî açıklamalarına göre saldırıları El-Kaide terör örgütü gerçekleştirdi.

Komplo teorisyenlerine göre ise bu saldırıları ABD derin devleti organize etti ya da saldırılara göz yumuldu.

Buna göre, ABD derin devletinin amacı terörle savaş doktrini üzerinden İslam dünyasında sonu gelmeyen bir işgal ve müdahale kampanyası başlatmaktı.

Son 23 yılda olup bitenlere baktığımızda hangi versiyon doğru olursa olsun bu saldırılar ve sonrasında estirilen havanın, ABD ve Batılı müttefikleri açısından çok kullanışlı bir aparata dönüştüğünü söyleyebiliriz.

ABD terörle savaş doktrini üzerinden Afganistan’ın ve Irak’ın işgalini, Suriye ve Libya müdahalelerini meşrulaştırdı. Pakistan, Yemen, Somali ve diğer Afrika ülkelerinde dron saldırıları ve örtülü operasyonlar bu döneme damgasını vurdu.

ABD âdeta hayaletlerle çatıştığı, coğrafi sınırları belli olmayan bir savaş başlattı. Bu süreçte Ebu Gureyb, Guantanamo ve Cenk Kalesi gibi işkence kampları kuruldu ve yıllarca işletildi.

ABD’nin bu savaşları ve işgalleri sonucu oluşan istikrarsızlık milyonlarca, evet milyonlarca masum Müslüman’ın hayatına mal oldu.

Kadın, çocuk, yaşlı demeden katledildiler. Kimini terör örgütleri vurdu, kimini ABD, kimisi de Batılıların kışkırttığı mezhep savaşlarının kurbanı oldu.

Milyonlarca insan da ya kendi vatanında mülteci hâline geldi ya da ülkesini terk etmek zorunda kalarak başka ülkelere iltica etti.

Bu mültecilerin bir kısmı yollarda, denizlerde boğuldu; çocukları organ mafyalarının, kadınları ise fuhuş çetelerinin eline düştü.

Canını başka bir ülkeye atanların önemli bir kesimi, Batılı ırkçıların kışkırttığı ırkçılar tarafından ikinci sınıf insan muamelesi gördü, evleri yakıldı, dükkânları yağmalandı, ucuz işlerde çalıştırıldılar.

Bitmek tükenmek bilmeyen bir trajedi ve dram. ABD ve müttefiklerinin başlattığı bu postmodern haçlı savaşı ve neden olunan trajedinin filmleri çekilmeli, romanları ve şiirleri mutlaka yazılmalı.

İsrail, 11 Eylül sonrası oluşan atmosferi ve Müslüman korkusunu kullanarak Filistin’deki işgalini ve katliamlarını Batılıların gözünde meşrulaştırdı.

Batılılar ise 11 Eylül sonrası oluşan İslamofobik atmosferi kullanarak Müslüman azınlıkları hizaya sokmak ve asimile etmek için bir dizi yasal düzenlemeyi hayata geçirdiler.

Bu tabloya bakarak 11 Eylül terör saldırılarının arkasında kim vardı, siz karar verin.