Turizm sezonunun en hareketli olduğu dönemdeyiz. Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemin turizm sezonu, sezon ortası verilerine göre çok da iyi geçmiyor ve geçmeyecek gibi de duruyor.
Durumun böyle olmasının herkesin bildiği gibi tek ve yegâne sebebi, her alanda olduğu gibi turizm alanında da fiyatların alıp başını yukarıya doğru gitmesidir.
Öyle ki vatandaşlarımız bile yaz tatillerini yurt dışında daha ucuza getirebileceklerini bildikleri için maalesef ve maalesef yurt dışına doğru yönelmektedirler.
Yakın zamanda sınır komşumuz Yunanistan’a tatil için giden bir arkadaşımdan edindiğim izlenimler, bu görüşümün ne kadar yerinde olduğunun ispatı konumundadır âdeta.
Yunanistan’da oda ücretleri ile yeme-içme, ülkemiz turizm bölgelerine göre çok daha uygun durumdadır.
Tatilci için en önemli iki konu olan oda fiyatı ve yeme-içmenin uygunluğu, Türkiye’den bile Yunanistan’a ciddi oranda bir hareket olmasının en önemli nedenidir.
Birçok beach ve sahil bölgesi tesislerine ücretsiz giriş olmasının yanı sıra tesislerdeki içeceklerle tatlıların fiyat uygunluğu, tatil tercihinin bir başka ana sebebi olarak karşımızda durmaktadır.
Turizm tesislerinde çalışanların asla ama asla müşteriyi rahatsız etmemeleri de bir başka asli unsur olarak görülmektedir.
Özellikle sahiller ve denizlerin korunmasına maksimum düzeyde özen gösterilerek Avrupa Birliği kriterleri harfiyyen uygulanmaktadır.
Bir başka konu ise kültür turizmine ait eski yapıların korunmasının yanında ciddi oranda restore yapımı da kültür varlıklarına verilen önemin ne kadar büyük olduğunun göstergesi olarak algılanmalıdır.
Tüm bunların yanında bazı olumsuz tarafların olduğunun da altını çizmekte fayda vardır.
Örneğin tesisler mevcut hâliyle yeterli gibi görünseler de bir talep artışı durumunda, turizm tesislerinin kapasitelerinde ciddi sorunlar yumağıyla karşı karşıya kalınabilir.
Bunun yanında iş gücü noktasında da çok ciddi problemler olduğu bilinen bir gerçekliktir.
Genç nüfusun genel nüfusa oranla çok az olmasından dolayı, turizm sektöründe genç çalışanlara ihtiyaç her geçen gün artış göstermektedir.
Hâlihazırda bulunan turistik tesislerin, özellikle Müslüman ülke vatandaşlarının hassasiyetleri noktasında çalışmalarıyla bu tesislerin Orta Doğu ülkelerinden gelecek olan turistlere hitap etme olasılıkları yükselecektir.
Ayrıca sosyal medyada yayın yapan bizim insanımızın, Yunan adalarını ve Yunanistan’ı turizmde ön plana çıkaran yayınları da insanımızın buralara tatile gitmesindeki en büyük sebeplerden bir diğeridir.
Hatta bunlardan etkilenen gurbette yaşayan vatandaşlarımız, İpsala sınırından girmeden tatillerini Yunanistan’da geçirmeye başlamış durumdalardır.
Yanı başımızdaki küçük bir ülke turizmde cazibe merkezi hâline gelirken bizim turizm bölgelerimizde turiste rastlamamamız, ülkemiz açısından çok ama çok kötü bir o kadar da üzücü bir durumdur.
Hemen şimdi, vakit geçirmeden ve vakit geçmeden, şapkamızı önümüze koyarak nerede hata yaptığımızı belirleyerek hatamızdan hiç vakit geçirmeden dönerek turizmde istediğimiz noktaya gelelim.
İnsaf ve vicdandan uzak fiyat politikalarından, hızlıca vazgeçerek akılcıl fiyat politikalarıyla yol almaya çalışalım. Değilse bu tren kaçar.