Reina saldırısı seküler hayat tarzına saldırısı ise diğer terör eylemlerinin hedefine ne diyeceğiz?
– Tak, tak!
– Kim o?
– İrtica!
Epey zamandır duymadığımız “şeriat geliyor, lâiklik elden gidiyor” cümleleri yeniden moda oldu.Ne güzel unutmuştuk bu söylemleri : “irticanın ayak sesi” falan da duyulmuyordu.
Yılbaşı gecesi İstanbul’da “Allahu Ekber” dediği iddia edilen bir teröristin katliam gerçekleştirmesiyle bu söylemleri duymaya başladık. (Gerçi teröristin tek başına olmadığı iddiaları da sürüyor)
Kimi kahvehanede aldı soluğu, kimi toplu taşıma araçlarında, kimide üniversitelerde. “irtica kapımızda, şeriat geliyor, laiklik elden gidiyor, uyanın, ayaklanın!” kampanyaları birden yayılmaya başladı.Bazıları ise televizyon ekranlarında Ortaköy’deki katliamın sorumlusunu dahi açıkladı: “Diyanet”!
Yılbaşından önceki Cuma hutbesi üzerinden Diyanet İşleri Başkanlığı hedefe oturtuluverdi. Şaka gibi. DİB bu tür hutbeleri yıllardır okutuyor. Öyle bir hutbe ile her şey değişiverse ülkede bir tane katil, yalancı, hırsız, namaz kılmayan, oruç tutmayan, küskün, dargın, hayırsız evlat vs. kalmazdı.
IŞİD’in üstlendiği ama gerçekleştiriliş biçimiyle gizli servislerin izlerini taşıyan terör eyleminin hedefi olarak “Laik yaşam biçimi” olduğu ısrarla söyleniyor.
“Bu yaşananlar şeriatın ayak sesleri mi?” yazılarını nelerin takip edeceğini ben de merak ederkenÇağdaş Eğitim Vakfı Onursal Başkanı “Şeriat çoktan geldi, ne uyuyorsunuz” demiş bile.
Galiba unutuldu diye birileri hatırlatma ihtiyacı duyuyor. Oysa “Mürteci, fundamentalist, karafatma, sıkma baş, takunyalı, Kubilay’ın katilleri, gerici, Humeynici, Ticani” tabirleri unutulmaya başlamıştı ne güzel. Böyle giderse eski söylemler yeniden moda olacak gibi.
Reina saldırısı seküler hayat tarzına saldırısı ise diğer terör eylemlerinin hedefine ne diyeceğiz?Kayseri saldırısı komandolara, Beşiktaş saldırısı futbola, Sultanahmet saldırısı cami cemaatine, İstiklal Caddesi saldırısı yabancı turistlere, havalimanı saldırısı uçakla yolculuk yapanlara, Gar saldırısı sendikalara, İzmir Saldırısı adliyelere karşı mı yapılmış oluyor?Peki ya 15 Temmuz?
Tüm gayretlere rağmen bozulmayan birlik beraberliğimize bir şekilde müdahale edilmek isteniyor. Birbirimizin boğazına sarılmamız isteniyor. O da olmazsa dillerimizle birbirimizi doğramamız hedefleniyor.
Ülke olarak sadece bir yılda yaşadıklarımızı herhangi bir Avrupa ülkesi yaşasaydı acaba durumları ne olurdu bir düşünün? Perişan olurlardı.
Öyle inanıyorum ki tüm dünya da bunca yaşadıklarımızdan sonra bizim herşeyimizle hala dimdik ayakta olmamızı hazmedemiyor ve hayretle izliyor. Hele ki son yıllarda sınırlarımız dışından ve içeriden gerçekleştirilen bunca terör eylemini yaşamayan bir Türkiye’nin her açıdan dünyadaki konumunu da varın siz hesap edin.
Lütfen durumuzu, birlik ve beraberliğimizi koruyalım, düşmanlarımızı sevindirmeyelim.
Şu anda ülke gündeminde laiklik ile ilgili en ufak bir tartışma ortamı dahi yokken “laiklik elden gidiyor” çıkış ve kampanyalarının da bir fayda getirmeyeceğini görelim.Kültürel olarak çok heterojen bir yapıya sahip olduğumuz doğrudur. Bunları ayrışma vesilesi değil zenginlik olarak kullanmak durumundayız.
Şu anda tekhedef Türkiye’dir ve tek gerçek de Türkiye’nin her alanda top yekûn saldırı altında olduğudur. Gerisi laf-u güzaf!