Evet doğru okudunuz… Daha annesinden yeni doğmuş bebeklerde de diyabet görülüyor ve ülkemizde bu vakaların sayısı her geçen gün artmakta. Bu konuda okuma ve araştırma yaparken rastladığım 2012 tarihli bir vaka çalışmasında yenidoğan diyabetinin nadir görülen yeni bir tip olduğundan bahsediliyordu. Fakat tarih sıralamasına baktığımda 2014’te vakaların yavaş yavaş arttığını ve bu konudan daha fazla bahsedilir olduğunu görmek zor olmadı. Daha geçen ay katıldığım diyabetle ilgili son gelişmelerin anlatıldığı bilimsel bir toplantıda sunum yapan hocalarımızdan biri, ülkemizde yenidoğan diyabetinde ciddi artış olduğunu ve durumun çok önemli bir noktaya doğru gittiğini üzülerek belirtti. Genel olarak 1/ 100.000- 300.000 oranında görüldüğüne dair bir bilgi var, ancak vaka bildirimleri her geçen gün artmakta. Yanlış teşhis koyulan, teşhis koyulamayan veya geç teşhis koyulan vakalar da var elbette.
Yaşamın ilk altı ayı içinde tesbit edilen yenidoğan diyabeti, Tip 1 ve Tip 2 diyabetten farklı olarak, insülin sekresyonunu düzenleyen genlerden birinde oluşan bir bozukluk, yani mutasyon sonucunda ortaya çıkıyor. Yapılan araştırmalarda bu mutasyonun ya anne karnında bebeğin gelişim döneminde oluştuğu veya ailesel bir yolla geçerek bebeği etkilediği düşünülüyor.
Yenidoğanda diyabet, bebekte yüksek kan şekeri, gelişme geriliği, insülin yetersizliği, sık idrar çıkarma ve vücuttan aşırı su kaybı ile tanımlanıyor. Vücuttaki bu derin susuzluk ve insülin yetersizliğine bağlı ketoasidoz sebebiyle yaşamın ilk aylarında bebekte koma ortaya çıkabiliyor ve hatta bazen bebek yaşamını yitirebiliyor. Bu bebeklerde, aynı aydaki diğer bebeklere göre anne karnından itibaren gelişme geriliği oldukça belirgin gözleniyor.
Bilimsel çalışmalar, ebeveynlerde diyabet, kan şekeri düzensizliği, insülin direnci ve obezite problemleri olmasının bebek için ciddi diyabet, kalp damar hastalıkları ve diğer metabolik hastalıklar için tehlike oluşturduğunu zaten uzun yıllar önce ortaya çıkarmış bulunuyor.
Şunu her zaman hatırda tutmakta yarar var ki, yedikleriniz, beslenme şekliniz ve yaşam alışkanlıklarınız sadece sizin sağlığınızı bozmuyor. Bilimsel araştırmaların bize gösterdiği acı gerçek, bütün bunların daha doğmamış çocuğunuzu anne karnında etkilemeye başlaması ve bebeklerin daha annesinden doğarken birtakım ciddi hastalıklarla beraber doğmasıdır. Çünkü yedikleriniz ve yaşam alışkanlıklarınız genlerinize kadar vücudunuzu her bakımdan etkilemektedir. Bu sebeple ne yediğiniz ve nasıl yaşadığınız çok ihtimam gösterilmesi, önem verilmesi gereken konular. Elbette sadece kendinize değil, gözünüzün nuru evlatlarınıza da bunu öğretmeniz gerekiyor.
Yazarın web adresi: www.emineakin.com