Kadınlarda hamilelik evresine uğrayacak etkilerden uzak, çocuk sahibi olamama durumu anlamına gelen kısırlık(infertilite) kadında ve erkekte birçok farklı sebeple ortaya çıkabilir.
Dünya geneline baktığımızda kısırlık problemi yaşayan çiftlerin sayısında son on yılda ciddi oranda artış olduğunu ve yaklaşık 200 milyon insanın bu problemle başa çıkmaya çalıştığını sayısal verilerden görmekteyiz.
Araştırma sonuçlarına baktığımızda erkekteki kısırlık, ailelerin yaşadığı kısırlık probleminde sebeplerin yarıdan fazlasını oluşturmasına rağmen, genel toplumsal eğilim bu problemin genellikle kadından kaynaklandığı şeklindedir.
Hem kadında hem de erkekte genel vücut sağlığı ve hücresel düzeyde normal işleyiş, elbette üreme sağlığının da iyi olması sonucunu ortaya çıkarır.
Yaşadığımız teknoloji çağında değişen çevresel şartlar ve özellikle beslenmede doğallıktan uzaklaşma, hem kadın hem de erkek sağlığını ve dolayısıyla üreme sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir. Üreme hücreleri, insan vücudunun ürettiği çok özel bir hücre grubudur. Vücutta bütün hücrelerin bir yapım-yıkım döngüsü olduğu gibi, üreme hücrelerinin de hem erkekte hem de kadında kendine has bir oluşum döngüsü vardır.
İnsan vücudunda meydana gelen bütün bu hücre oluşumları ve diğer yaşamsal olaylarda, beslenme ile vücuda alınan temel maddeler ve bunlardan elde edilen enerji kullanılır. Dolayısıyla bu döngü içinde, yedikleriniz hem vücut hücreleriniz hem de üreme hücrelerinizin yapısına dahil olur. Yani kişinin yedikleri erkekte sperm hücrelerinin, kadında ise yumurta hücrelerinin yapısını, kalitesini, sayısını, hareketini ve bunlarla ilişkili hormon üretimlerini kısaca üreme sistemini bütünsel olarak etkiler.
Beslenme ve buna bağlı hastalıkların üreme sağlığına etkileri hakkında birçok araştırma yapılmaktadır. Ülkemizde ve tüm dünyada çığ gibi artan diyabet, obezite, insülin direnci ve bunlara bağlı ortaya çıkan diğer metabolik hastalıkların, hem erkekte hem de kadında kısırlığa yol açtığı bilinmektedir. İnsülin direnci olan kadınlarda oldukça sık görülen polikistik over sendromu, hamile kalmayı zorlaştırmaktadır. Bütün bunların alt yapısında, yanlış beslenme ( diyet yapmak, yüksek proteinli beslenme şekli, fast-food vb.) ve yaşam alışkanlıkları ( sigara, alkol, hareketsizlik vb.) sonucu vücutta artan iltihaplanmanın oluşturduğu olumsuz etkiler vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalarda hücresel düzeyde iltihaplanmanın hastalıkların temelini oluşturduğu ifade edilmekte ve iltihaplanma ‘’ gizli katil’’ olarak tanımlanmaktadır.
İnflamasyon yani iltihaplanma, bağışıklık sisteminin bir fonksiyonudur ve bunun vücutta artması birçok sistemde hastalık oluşumuna zemin hazırlar. Kadında yumurta hücrelerinin oluşmasında her ay rahimde meydana gelen hazırlık ve bunun özel döngüsünde de çok büyük önemi vardır. Ayrıca beslenme ile vücuda alınan birçok toksinin de gerek hormon üretiminde gerekse yeni oluşan üreme hücrelerinde bozukluklara yol açtığı, düşüklere sebep olduğu ve düşük doğum ağırlıklı bebek doğumuna yol açtığı hakkında bilgiler mevcuttur.
Benzer şekilde vücutta iltihaplanma ve buna bağlı oluşan zararlı maddeler arttığında, erkekte sperm hücresinde yapısal bozukluklar oluşur. Oluşan spermlerde sayı ve fonksiyon bozuklukları meydana gelir. Yine araştırmalara baktığımızda tüm dünyada erkeklerde sperm sayısında önemli oranda azalma olduğu ifade edilmektedir. Vücutta hücresel düzeyde etki gösteren bu olumsuz etkenlerin, sperm hücrelerinde DNA hasarına yol açtığı da bildirilmektedir. Dolayısıyla normal yolla hamilelik oluşsa da, bu anormallikler sebebiyle düşükler meydana gelebilmektedir.
Kısırlığa yol açan bahsettiğimiz faktörlerin etkisiyle bazı aileler uzun yıllar hiç çocuk sahibi olamazken, bazı aileler ise ilk çocuktan sonra bu problemi yaşamaktadır. Kısırlık problemi yaşayan ailelerde, hem kadında hem de erkekte hücresel düzeydeki sebepleri araştırmak ve anlamak oldukça önemlidir. Genellikle bu faktörler göz ardı edilerek çiftlere ‘’sebebi açıklanamayan kısırlığınız var ‘’ denilebilmektedir. Oysaki yapılan araştırmalar, hücresel düzeydeki sebeplerin tek tek düzeltilmesiyle kısırlığın da ortadan kalktığını göstermektedir.
Yazarın web adresi: www.emineakin.com