Tunus İdare Mahkemesi önümüzdeki ay yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak adaylarla ilgili kritik kararlara imza attı.
Mahkeme, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun veto ettiği adaylardan üçünün 6 Ekim’de yapılacak seçime girebileceklerine hükmetti.
Seçim Kurulu, Cumhurbaşkanı Kays Said ve iki adayın seçime girmesine yeşil ışık yakmış ve diğerlerinin adaylık başvurularını reddetmişti.
İdare Mahkemesi’nin kararıyla aday sayısı altıya yükseldi.
Hukukçular mahkemenin kararının bağlayıcılığına dikkati çekerek nihai kararını yarın açıklaması beklenen Seçim Kurulu’nun, daha önce gerekli koşulları taşımadıkları gerekçesiyle reddettiği üç adayın seçime girmesini artık kabul etmek zorunda olduğunu söylüyorlar.
Ancak Seçim Kurulu Başkanı Faruk Buasker’in açıklamaları soru işaretlerine yol açtı ve kafaları karıştırdı.
Buasker, Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun adaylık başvurularıyla ilgili karar verme yetkisine sahip tek merci olduğunu ve seçime katılacak adaylarla ilgili nihai listeyi hazırlarken adaylar hakkında idare ve ceza mahkemelerinin verdiği kararları dikkate alacaklarını söyledi.
Bu açıklama İdare Mahkemesi’nin kararının Seçim Kurulu tarafından görmezden gelinebileceği endişesini doğurdu.
Halkın özgür iradesiyle seçilmiş parlamentonun çalışmalarını 25 Temmuz 2021’de dondurarak demokrasiye darbe yapan Kays Said, ikinci dönem cumhurbaşkanlığını garanti altına alabilmek için kendisine rakip olacak isimleri -Seçim Kurulu’nun da desteğiyle- saf dışı bırakmıştı.
O isimlerden üçü İdare Mahkemesi’nin kararıyla yarışa döndü.
Tunus yargısı Kays Said’e ve perde gerisinde ülkeyi yöneten cuntaya güçlü bir tokat attı.
Demokrasi ve halk iradesinin tecellisi adına bir ümit doğdu.
Kays Said ve arkasındaki güç “şapkadan yeni bir tavşan çıkarmazsa” seçime altı adayla gidilecek ve sandığa gitmeme eğilimindeki seçmenlerin büyük çoğunluğu kararını gözden geçirecek.
Aksi takdirde hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünen Tunuslular sandığa gitmeyerek seçimi boykot edecekler.
İdare Mahkemesi’nin kararıyla adaylığının önü açılanlardan biri de eski Sağlık Bakanı Abdüllatif el-Mekki.
“Hareketin iyi yönetilmediğini” söyleyerek bir grup arkadaşıyla en-Nahda’dan ayrılıp Çalışma ve Başarı Partisi’ni kuran el-Mekki’ye “İslamcıların adayı” gözüyle bakılıyor.
Cumhuriyet İçin Kongre Partisi eski liderlerinden Imad ed-Daimi de İslamcılara uzak olmayan bir aday.
Seçim Kurulu herhangi bir engel çıkarmazsa ve En-Nahda Hareketi yanlısı seçmen sandığa giderse her ikisinin de şansı artacak.
Öte yandan el-Mekki ve ed-Daimi’nin seçime birlikte girecek olması oyların bölünme riskini ortaya çıkarıyor.
Tunuslu İslamcılar darbeci cumhurbaşkanından kurtulmak istiyorlarsa beş yıl önceki hataya düşmekten ve oylarını bölmekten kaçınıp adaylardan birini tercih etmeliler.
Bu arada, Tunus Cumhurbaşkanı’nın uyduruk suçlarla hapse girmesini sağladığı Raşit el-Gannuşi’nin sağlık durumunun kötüye gittiğine dair haberler geliyor.
Tunus’ta gelecek ay göstermelik seçim tiyatrosu yerine halk iradesini yansıtacak gerçek anlamda bir seçim yapılabilirse Kays Said’i sandık yoluyla devirme ve 83 yaşındaki el-Gannuşi başta olmak üzere haksız yere hapsedilen politikacıları özgürlüğe kavuşturma imkânı doğacak.