Çünkü insan kendi yara aldığı bölgeyi korur. Acısı kadar sesi çıkar ve hassaslaşır.
Çünkü insan neye ihtiyaç hissederse onun peşine düşer. Değer görmemişse değerin, sevgi görmemişse sevginin, parasız bırakılmışsa paranın.
Çünkü insan kendisine inanırsa karşısındakine de inanır. Kendisiyle bir türlü savaşı bitmeyenler, başkaları ile de seçeneksiz bir biçimde savaşı sürdürürler.
Çünkü kendisini sevilmeye değer gören eşini de sever, kendisini sevemeyen Rabbini (cc) bile sevemez.
Çünkü duygu dağarcığı boş olarak evlenene, eşi ne kadar sevgi verirse versin, o boşluğu dolduramaz fakat yine de hedef tahtası olur.
Çünkü anne babası tarafından ezilenler, evlendiğinde kendisini ezdirmemek için mücadele eder. En ufak bir müdahaleyi, kişisel bütünlüğüne bir tehdit olarak algılar ve hemen saldırı moduna geçer.
Çünkü ailesinde ‘sen beceriksizsin’, ‘herkes senden daha iyi’ diyerek kıyaslananlar, başkaları göklere çıkarsa bile işe yaramaz. Bir işin başına geçtiğinde, anne babası vefat etmiş bile olsa, ‘yapamazsın’ diyen sesleri hep kulaklarında çınlar ve o işi iyi yapsa bile beğenemez. Bu da, mutsuzluğa ve çevresiyle ilişki kopukluğuna sebep olur ve bu duygu durumu depresyonu, anksiyete bozukluklarını davet eden güçlü bir kaynağa dönüşebilir.
Çünkü hayatta küçük şeylerden mutlu olması öğretilmemiş olanlar, kendi içlerinde var olan güzellikleri gösterilmeyenlerdir. Her zaman elde ettiğinden daha çoğunu isteyerek asla ‘aferin’ denilmeyenler; kimsenin kendisini beğenmeyeceğini zannederler. Kendilerinde buluna güzelliklere hep kör kalırlar.
Çünkü ailesinde insanları sevmeyi, değer vermeyi, onların iyiliği için sevinmeyi öğrenememiş olanlar; ellerinin altındaki pırlanta gibi eşlerine sıradan maden muamelesi yapabilir ve eşlerinin kimyalarını bozabilirler.
Çünkü kendi kusurunu asla görmeyip, ‘bütün suç senin, senin yüzünden dövdüm, senin yüzünden bu durumdayım’ diyen anne babanın yanında büyüyenler, kendilerini ya sürekli suçlama ya da savunma konumunda bulurlar.
Çünkü evde doğal bir otorite olarak sevilen ve sayılan bir baba, sevgiyle kuşatan sevecen ve bilge bir anne yoksunluğu, rol model yoksunluğunu da beraberinde getirir, bocalatır.
Çünkü yeni bir yuva, yeni bir ilişki biçimi ve yeni bir yapılanma anlamına gelir. Evinden adeta kaçarak evlenen, kulaklarında ‘seni seviyorum’ diyen bir ses kaydı olmayan, ‘Beni seven ve hep yanımda olan bir anne babam var’ diyemeyen bir genç, anne babalı öksüz gibidir ve bir tarafı hep boştur.
Çünkü insan anne babadan sevgi ve değer görememişse, başkalarının verdikleri, koltuk değnekleri ile hayatı yaşamak zorunda kalmak gibidir.
Bu yüzden, lütfen bu yaraları saralım, algılarımızı düzeltelim. Anne babadan görülenler kaderimiz değildir, değiştirebiliriz. Allah’ın (cc) bize verdikleriyle güvenimizi yeniden kazanabiliriz ve her şeye rağmen ayağa kalkabiliriz. Karşımızdaki ne kadar hatalı olursa olsun, saygıyla ve sevgiyle yaklaşılmayı hak eden, zarara uğratılmış bir can’dır. Lütfen kendimizi onaralım ve karşımızdakinin de onarılmasına destek olalım. Mutlaka Allah’a (cc) güvenerek, şartsız saygı, şartsız sevgi ve doğru bilgi ile.