Burada ele alacağımız önerilerimizle gençlere üniversite sonrası nasıl hareket edecekleri ve tüm kurum, kuruluş ile bireylerin üniversite mezunu işsizlik oranının azaltılması için üzerlerine düşen tüm görevleri layıkıyla yerine getirmelerinin ülkemizin gelişmişlik düzeyine pozitif etki yapacağını da ortaya koymak gerekmektedir.

j) Öğrencilerin üniversite döneminde en az bir yabancı dili akıcı bir şekilde konuşabilmek için dil eğitimlerine üst düzeyde önem vermeleri gerekmektedir:

Dünya da gelişimin ve gelişime ayak uydurmanın en önemli gerekliliklerinden birisi de birkaç yabancı dili çok iyi düzeyde konuşmaktır. Fatih Sultan Mehmet henüz 19 yaşındayken 6 dili (Türkçe, Yunanca, Arapça, Latince, Farsça ve İbranice) çok iyi biliyordu. Dolayısıyla 21 yaşında İstanbul u fethetti. Bu fetihte maddi ilimlerin yanında manevi ilimlerinde etkisi oldukça fazlaydı ama dil bilmek onu dünya insanı yapmıştı. Dünya insanı olmak insanın ufkunu genişleten bir olgudur. Gençlerimiz ne kadar fazla dil bilirlerse o kadar rahat iş bulabilecekler ve buldukları işlerde de karşılığını misliyle alacaklardır. Dil eğitimlerini üniversite dönemimde okudukları bölümler yabancı dil ile eğitim yapıyorsa bölümlerinde aldıkları derslerle yetinmeyip tüm boş zamanlarında dinledikleri haberi o dille dinlemeleri, dinledikleri müziği o dille dinlemeleri ve okudukları kitabı o dilde yazılmış kitaplardan seçmeleri son derece önemlidir. Şayet okudukları bölüm Türkçe eğitim veriyorsa da bu söylediklerimizin dışında dil eğitimi almaları gereklidir. Tüm bunların yanında imkânların elverdiği derecede tatillerde çalışma, eğitim alma veya uluslararası kongreler konferanslar gibi etkinliklerle yurtdışına çıkmaları dil seviyesini müthiş derecede arttırıcı bir etkendir. Yurtdışına gidilecek ülke yabancı dilin konuşulduğu anadil in olduğu bir ülke olmalıdır. Yani Arapça öğreniliyorsa Suudi Arabistan, Mısır, Lübnan veya Suriye’ye, İngilizce öğreniliyorsa İngiltere veya Amerika’ya, Almanca öğreniliyorsa Almanya’ya, Fransızca öğreniliyorsa Fransa’ya, Çince öğreniliyorsa Çin’e, İspanyolca öğreniliyorsa İspanya’ya veya Japonca öğreniliyorsa Japonya’ya gidilmelidir. Bunların yanında üniversite öğrencileri üniversite döneminde Erasmus programlarına katılarak en az 6 ay veya 12 ay bir başka ülkede eğitim alarakta dil eğitimlerini sürdürebilme şansını kullanmalıdırlar.

k) Eğitim politikası hükümetlere göre değişmeyen devlet politikası olmalıdır:

Dünya üzerinde farklı ülkelerin uygulamış oldukları eğitim politikalarına bakıldığında gelişmiş ülkelerin bu konudaki politikalarının verimli olduğunu görürüz. Çünkü bu ülkelerin eğitim politikaları devlet politikasıdır ve işbaşına gelen hükümete göre değişmez. Maalesef Türkiye de yıllardır eğitim politikası tam anlamıyla bir yazboz tahtası haline getirilmiştir ki bu durumdan da en çok etkilenenler gençler olmaktadır. Çağın gerektirdiği şekilde eğitim anlayışını eğitim sistemimize uyguladığımızda nasıl ki 19 yaşında 6 dil bilen bir padişah bu toplumdan çıkmışsa bundan sonraki gençlerde aynı düzeyde yetişebilecektir. Dünya ile iyi entegre olmuş bir eğitim politikasıyla üniversite mezunu her genç istediği sektörde istediği konumdaki pozisyonda kendine iş bulabilecektir. Eğitim sistemini siyasetten uzak tutan ülkelerin çocukları uluslararası sınavlarda çok iyi başarılara imza atarlarken, eğitim sistemini siyasetin içerisinde bırakan ülkelerin çocukları ise bırakın uluslararası sınavlarda başarılı olmayı ulusal sınavlarda dahi iyi başarı gösterememektedirler.