Hazırlıkları 6 ay öncesinde başlayan ve geçtiğimiz mart ayının başlarında iki komando taburunun Derecik bölgesinden Irak’ın kuzeyine girmesiyle fiilen uygulanmaya konan Kandil operasyonu hız kesmeden devam ediyor. Allah muvaffak etsin. Bu harekât hem askeri hem de siyasi açıdan son derece önemli. Askerî açıdan Ortadoğu’da Marksist temelli terör örgütlerinin ana beslenme alanı yok ediliyor. Yine bu operasyonla Türkiye’nin sınır güvenliği sağlanmış oluyor. Şu ana kadar etkisiz hale getirilen terörist miktarı 250.
Bu hainler etkisiz hale getirilmeseydi ülkemize girip eylem yapacaklar, can yakacaklar, ocakları söndüreceklerdi. 1999 yılında Barzani ve Talabani’nin bölgede üçüncü güç olarak PKK’yı istememelerinden dolayı ABD’nin Kenya’da paket edip bize verdiği terörist elebaşının Türkiye’ye getirilmesinden sonra sınırlarımız ötesinde doğrudan PKK’yı temelden sarsacak en önemli operasyon. Ve bu operasyonu Türkiye kimseden icazet almadan kendi milli gücü ve iradesiyle yapıyor.
Bilindiği üzere son yirmi yılda 25-30 bin askerin katılımıyla pek çok sınır ötesi operasyon yapıldı, pek çok şehit verdik. Kandil dağındaki PKK kamplarına defalarca hava harekâtı yapıldı ama kalıcı bir başarı elde edilemedi. Şu an icra edilen sınır ötesi operasyona katılan asker sayısı bunun onda biri bile değil. Ve neredeyse sıfır zayiatla icra ediliyor ama etkisi geçmiştekinden çok fazla. Eğer bu operasyon 90’lı yıllarda yapılsaydı şehit sayısı çok fazla olurdu. Bugün askerimiz gece ve gündüz her türlü hava ve arazi şartlarında görüyor, duyuyor, nokta hassasiyetiyle vuruyor, attığı boşa gitmiyor. Yani artık teröristin insan gücüyle bizim yerli ve milli teknolojimiz mücadele ediyor. Siyasi yönden ise söylenecek en önemli husus ABD’nin PKK/PYD üzerinden Ortadoğu’yu dizayn aparatı üreterek bölgede bir teröristan kurma planı zora girecek. Zira diğer adı PYD olan Suriye PKK’sının insan, lojistik, eğitim ve istihbarat kaynağı olan Kandil kampları ortada kalmayacak. Elindeki PYD/PKK aparatı zayıflayan ABD’nin 4 Haziran’daki süreci Türkiye ile birlikte yürütme eğiliminin daha da artacağını söylemek mümkün. Ayrıca yaklaşık 3 yıldır Türkiye’nin inisiyatifiyle oluşturulan ve Ortadoğu’da ABD-Batılı güçlere karşı küresel bir denge yaratan Türkiye-Rusya-İran ekseninin Kandil operasyonuna destek verdiğini görüyoruz.
Aynı şekilde Kuzey Irak Bölgesel yönetiminin de operasyona destek verdiğini görmekteyiz. Anlaşılan o ki Türkiye bu operasyon öncesi gerekli siyasi altyapıyı oluşturmuş ve önemli ölçüde mutabakat sağlamış. Peki bundan sonra ne olacak? Kandil’deki teröristlerin bir bölümü etkisiz hale getirilecek, geri kalanlar da ağırlıklı olarak Irak ve Suriye’ye kaçacaklar. Ancak Kandil’in teröristlere sağladığı avantajları bir daha asla bulamayacaklar, kendilerini Kandil’deki kadar güvende hissedemeyecekler. Ama daha da önemli bir husus var o da PKK’lı teröristler başta Sincar ve Karaçok Dağları olmak üzere kaçacakları alanlarda her zaman Türkiye’nin etki alanı içinde olacaklar, özellikle örgüt yöneticilerinin etkisiz hale getirilmeleri daha kolaylaşacaktır. Bu nedenle bir süre sonra örgüt yönetilemez bir hale gelebilir. Dolayısıyla çok yönlü askeri ve siyasi etkileri olan bir operasyon yapıyor Türkiye. Ve başarıyla yürüttüğü bu operasyon süreci Türkiye’ye yönelik terörizmin çözülmesine ve kalıcı bir güvenliğin sağlanmasına zemin hazırlayabilir.