Tunus’ta birkaç gün önce yaşanan müze baskını fail-i meçhul suikastlere, terör saldırılarına ve her türlü provokasyona rağmen devrimi başarıya erdirmeye ve demokrasiyi kökleştirmeye çalışan bu şirin Kuzey Afrika ülkesine ciddi bir darbe vurdu.
Turistlerin de öldüğü saldırı, Tunus demokrasisini olduğu kadar yaz mevsiminde ülkenin turizmden elde edeceği gelirleri de hedef alıyor.
Nitekim kanlı saldırının ardından birçok turizm şirketi Tunus turlarını iptal etti.
Saldırıyı yayınladığı ses kaydıyla IŞİD üstlense de Tunus’ta yaşananlar kesinlikle Mısır ve Libya’da yaşananlardan bağımsız değil.
Mart başında IŞİD “Berga Vilayeti”, Tunuslu bir gencin bomba yüklü araçla Bingazi’de General Halife Hafter’e bağlı güçlere düzenlediği intihar saldırısının videosunu yayınladı.
Saldırıyı gerçekleştiren “Ebu Talha El Tunusi” isimli genç, ölüme gitmeden önce Tunus’taki “tağuti” rejimi tehdit ediyor ve “Bombalı araçlarla geliyoruz” diyordu.
Gözlemciler, Libya’da IŞİD saflarında çok sayıda Kaddafi yanlısının ve eski rejim subaylarının savaştığını söylüyor.
Fakat IŞİD üyesi Tunuslu genç, yine Kaddafi yanlılarının desteklediği Hafter güçlerini hedef alan intihar saldırısı düzenliyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Bu kaos ortamı aslında her iki tarafın da işine yarıyor.
Devrik rejim yanlıları ve Arap Baharı rüzgarını kesmek için karşı devrimleri destekleyenler terör eylemleriyle demokrasinin kökleşmesini engellemek ve dışarıdan müdahaleye zemin hazırlamak istiyorlar.
IŞİD de – en çok kendisine yarayacağı için – böyle bir ortamı dört gözle bekliyor.
Örgütün benimsediği “Vahşetin Yönetimi” doktrini, merkezi hükümetin güçsüzleşmesi ve yönetimde boşluk oluşması, daha sonra o boşluğun IŞİD tarafından doldurulması temeli üzerine kurulu.
“Vahşetin Yönetimi” (Management of Savagery) aslında 112 sayfalık bir kitabın ismi.
Yazarı, Ebu Bekir Naci.
Kim olduğu bilinmeyen Ebu Bekir Naci, ümmetin büyük bir kaos ortamından geçeceğini ve vahşetlerin yaşanacağı bu dönemde merkezi hükümetlerin zayıflayacağını, doğacak boşluğu El Kaide’nin doldurarak insanlara “İslam devleti” örneği sunması gerektiğini söylüyor.
Tunus El Nahda Hareketi lideri Raşid El Gannuşi de müze baskını eyleminin ardından yaptığı açıklamada bu kitaba işaret ederek, saldırganların “Vahşetin Yönetimi” doktrinini benimsediklerine dikkat çekti.
Eylemi gerçekleştirenleri “Müslüman halka savaş açan hastalıklı kişiler” olarak nitelendiren El Gannuşi, saldırının arkasında Yemen’de, Mısır’da ve Irak’ta devrimleri baltalayan Arap Baharı düşmanları ve demokrasi düşmanları olduğunu belirtti.
Devrimin tehlikede olduğunu fakat sonuçta zafer kazanacağını, Tunusluların onları ayakları altında ezeceklerini söyledi.
Hem karşı devrimciler hem de IŞİD, Tunus’u rahat bırakmamakta kararlı görünüyor.
Taraflar aklıselim ile hareket ederlerse ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerin planları boşa çıkar.
Fakat “Nida Tunus”un şahin isimleri müze saldırısını fırsat bilip İslamcılara topyekun savaş açmaya kalkışırsa işte bu tam da IŞİD’in istediği amaca hizmet eder.