Rahmet ve bereket iklimini tüm yönleriyle yaşadığımız Ramazan ayına artık sayılı günler kaldı. Ramazan’da hem manevi hazza ulaşmak hem de maddi olarak kazıklanmamak hemen herkesin tek arzusu!

İşin manevi tarafı oruçla, ibadetlerle, kullukla ilgili konular... Ekranlardan evlere misafir olan konunun uzmanı alimlerimiz gerekli uyarı ve hatırlatmaları yapacaklardır.

Biz, işin ticari ayağını irdelemeye çalışacağız. Yani “insan olmak” ve “insan kalmak” için kime, ne gibi görevler düşüyor; bunları sıralayacağız. Soyulmamak, kandırılmamak ve kazıklanmamak için hangi kriterlere uymalısınız; bunları hatırlatacağız.

Zira Ramazan öncesi en kritik ürünler olarak baklava, hurma, pide, içecek çeşitleri öne çıkıyor. Arz talep bağlamında bu ürünlere bir bahaneyle yüklü zamlar yapılıyor.

Öncelikle şunu hatırlatayım.

Ramazan’da şeytanlar bağlanıyor ancak şeytana şapka çıkarttıracak insan hileleri bitmek tükenmek bilmiyor!

Peki, Ramazan ayında yapacağınız alışverişlerde kazıklanmamak için nelere dikkat etmelisiniz? İsraf etmemek için ne zaman alışveriş yapmalısınız? Fahiş fiyata kurban gitmemek için nasıl strateji izlemelisiniz? Bugün bu konulara mercek tutmaya çalışacağım.

İlk olarak alışveriş listenizi iftar sonrasına bırakın; aç karnına liste hazırlamayın, hele hele markete hiç uğramayın. Zira israfın ve gereksiz harcamanın en fazla yaşandığı alışveriş şekli, aç olarak yapılan alışverişlerdir.

İkinci olarak ise raf fiyatıyla kasa fiyatını karşılaştırın. Bazen rafta indirim uygulanan ürünlerin kasada kazık tarifeyle satıldığına şahit oluyoruz. Tüketici yasasına göre de böylesi durumlarda tüketici lehine karar veriliyor. Ya ürünün iadesi gerçekleşiyor ya da indirimli olarak işlem yapılıyor. Demem o ki; haklarınızı bilirseniz sizi kazıklamalarına izin vermemiş olursunuz.

Burada tüketici derneklerinin uyarılarını da dikkate almakta fayda var; onlara göre fiş karşılaştırması yapmalısınız. Bunu nasıl yapacaksınız? Örneğin 15 Şubat’ta aldığınız ürünlerin fişini saklayın ve Ramazan ayı içinde aynı mağazadan yaptığınız alışveriş fişiyle karşılaştırın. Bu şekilde davranarak fahiş fiyat simsarlarına kurban gitmemiş olursunuz!

Böylesi bir durumla karşılaşırsanız hangi mercilere ulaşabilirsiniz, şikâyetlerinizi nerelere yapabilirsiniz?

Alo 175 Tüketici Şikâyet Hattı’nı arayabilirsiniz. Aynı şekilde e-Devlet üzerinden Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu'na bildirebilirsiniz.

Gereken yapılacaktır.

Ezcümle, son derece dikkatli davranmalı ve bilinçli alışveriş yapmalısınız.

Evet!

En iyi denetleyici tüketicinin kendisidir!

Virüslü domates tohumlarını kimler gönderdi?

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’de ilginç bir hadise yaşanmıştı. Antalya Havalimanı’ndan girişi yapılmak istenen 11,5 kilo virüslü domates tohumu ele geçirilmişti.

Ele geçirilen tohumların “benekli mozaik virüslü domates tohumu” olduğu açıklandı.

Domates tohumlarının gönderildiği ülke Çin! Hani şu Kovid-19 virüsünün laboratuvarlarında hayat bulduğu ve buralardan dünyaya yayıldığı Çin Halk Cumhuriyeti. Bir başka ifadeyle Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza, dindaşlarımıza en ağır zulüm ve işkenceleri yaşatan baskıcı, zalim Çin rejimi!

Eğer bir olayda Çin varsa iki kere düşünmek zorundasınız. Zira müesses nizam tarafından dünyayı ifsada uğratma görevi verilen iki ülkeden birisidir Çin! Diğerini bilmeyeniniz yok; büyük şeytan diye bilinen Amerika Birleşik Devletleri.

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, bu işlemin yeni yaşanan bir şey olmadığını ve tohumların geldiği ülkeye iade edildiğini izah etse de bu, hayli dikkat çekici bir eylemdi! Çin, tohum ve virüs… İnsanlık için bomba etkisi yapabilecek kadar tehlikeli üç nesne!..

Türk tarımı tehlike altında, toplum sağlığımız tehdit altında!

Türkiye'ye giren ürünler standartlara göre denetlenmemeli, standart üstü denetimlere tabi tutulmalı. Sıfır tolerans uygulanmalı. Gümrüklerde çalışan görevlilerimiz olayın ciddiyetinin farkına varmalı. Zira çok ağır bir yük omuzlamış vaziyetteler.

Türk toplumunun sağlığı gümrük görevlilerinin titiz çalışmasına bağlı.