Tarihin hiçbir döneminde sinemayı ve bağlı olduğu alanları (dizi gibi) güncel meselelerden ayırmak mümkün olmadı. (Böyle bir ayrıma girmek zaten manasız da bazıları yapmaya çalışıyor.)

Haliyle günümüzdeki sektörel gelişmeler ve üretim alanlarını bu minvalde değerlendirmek gerek.

Ülkemize sinemanın en canlı damarı komedi. Özellikle televizyonun beslediği bir kulvarda her hafta komedi filmleri vizyona giriyor. Her yıl gişedeki yerli yapımların en azından 4’te 1’i komedi oluyor.

Gülmeye olan ihtiyacımızdan mı?

Olabilir…

Bir diğer taze damar ise tarihi yapımlar…

Televizyon dizilerinde Diriliş Ertuğrul ile başlayan dönem işlerine TRT ciddi manada kaynak ve enerji ayırıyor. Çok güzel de yapıyor.

Hem memleketin yaşadığı sıkıntılar ve olumlu yöndeki değişimler bunu tetikliyor, hem de bu tür yapımlar güncel meselelere yön veriyor.

Bir dönem Kurtlar Vadisi tek başına bu iki işlevi de yerine getiriyordu. Dizide mevzu edilen çok şey yakın tarihte yaşanmış olayların yorumuydu. Aynı şekilde, dizide ele alınan meselelerin ciddi kısmı da yakın gelecekte yaşanan politik ve toplumsal olaylara dair öngörü içeriyordu.

Sektörel ve toplumsal olarak şu sıralar yaşadığımız manzara şöyle…

Osmanlı’nın kuruluşu, Osmanlı’nın sonlanması, Cumhuriyet’in kuruluş dönemi ve darbe süreçlerinden yaşananlar yeniden ele alınıyor. Çünkü tarihin tekerrürü bugün yaşadıklarımıza ışık tutacak cinsten.

Böylesi bir işlev elbette toplumu da bazı gelişmelere hazırlıyor. -Daha önce bu sayfada ifade ettiğim gibi- 17-25 Aralık, 15 Temmuz, Afrin operasyonu gibi aksiyoner gelişimlere karşı şahsi ve kitlesel tavırlar daha bilinçli. Bunda, sinema filmleri ve televizyon dizilerinin etkisi var.

Mütedeyyin camiadaki sivil toplum hareketleri ve tavırsal olgunlaşma, 15 Temmuz Direnişi’ni hazırladı diyebiliriz. Aynı şekilde Diriliş Ertuğrul ve Mehmetçik gibi diziler de Zeytin Dalı Harekâtı ya da öncesindeki Fırat Kalkanı Harekâtı gibi zor süreçlere dair zihinsel hazırlığımız oluşmasına yardımcı oldu.

Medyanın genel itibariyle tutarlı şekilde bu tarz konularda yakın geçmişi hatırlatması da aynı şekilde etkili oldu. Oluyor. Olacak.

TRT başta olmak üzere bazı yayın organları bunu bilinçli şekilde yaparken, bazıları ise reyting uğruna girdikleri yolda bu maksada hizmet ediyor (kaderin üstünde kader mi vardı…)

Genel itibariyle yapımcıların bu maksatla yola çıktıklarını söylemek zor. Yayıncı kuruluşlar ve toplumsal beklenti sektörü buraya getirdi.

Az da olsa memleketin hayrını düşünen yapımcıların da bu istikamette yapımlar için adım atması gerekiyor.

Son bir not…

Tarihi yapımların işlevi şu dönemde kazançlı görünse de yakın zamanda yeni bir evreye girmemiz gerekecek.

O da başka yazının konusu olsun…