Hasan Kaçan’ın bir gece, sosyal medyada gündeme getirdiği ve herkesin sahiplendiği bu ön isim; Binali Yıldırım’ın bir vatandaşın “Size nasıl hitap edelim” sorusuna verdiği o mütevazı cevaptan çıktı aslında. Binali Yıldırım, kendini öyle tarif etti ve “Topal Dursun’un oğlu deyin” dedi.
Hasan Kaçan da kendi ifadesiyle önüne düşen topa vurmamazlık etmedi ve sonra bir gecede herkes sahiplendi. Battal Gazi’nin kendini ifade etmesine benziyordu bu; Battal Gazi’nin “Seyit oğlu Battal” dediği gibi Binali Yıldırım da kendini “Topal Dursun’un oğlu Binali” diye ifade etti. Unvan yok, makam yok, hırs yok, hesap yok, rol yapmak yok, ezberlenmiş ajans metinleri yok, yalaka bir gazetecinin çanak sorusu yok… Samimiyet var, hasbilik var…
Sonra ne oldu; milyonlarca insan, Battal Gazi filmlerinde olduğu gibi ayağa kalkıp “Ben de varım, ben de varım” diye sahiplendi Topal Dursun’un oğlu olmayı… Evet, milletin sahiplendiği aslında Binali Yıldırım’ın şahsından çok, Topal Dursun’un oğlu olma haliydi. Herkes kendi annesini, babasını, dedesini, büyük annesini yazarak katıldı.
Çünkü Topal Dursun’un oğlu olmak demek, nereden geldiği belli olmak demek. Nereye gittiği belli olmak demek. Ayrıca nasıl gittiğinin ve niye gittiğinin de belli olmasıdır. Tam da bu yüzden herkes tarafından sahiplenildi… Tam da bu yüzden milyonlarca dolarlık kampanyaların erişemeyeceği etkiyi meydana getirdi… Çünkü bu millet, Topal Dursun’un oğludur yani, nereden geldiği bellidir, ne konuştuğu bellidir, niye konuştuğu ve kime konuştuğu da bellidir. Topal Dursun bizim hikâyemizin gizli kahramandır. Onun oğlu da bu hikâyenin bayrağını sırtlanıp yarın başka bir Topal Dursun’un oğluna teslim etmek için koşan sıradaki yiğittir. Hepsi bu işte… Bu millet, Topal Dursunlar’ın oğludur ve sırası gelen, görev neredeyse orada millete hizmet eder. Büyük hikâye!..