Bu aralar elimde bir kitap hazırlığı vardı. Yıllardır futbol maçı seyrederim, merak ettim, trilyonluk transfer ücretleri alan bu teknik adamların düşünce dünyasını. Dedim ki, acaba bu engin futbol dehası olan bu hocalar nasıl konuşuyor, neler söylüyorlar.

Baktım ki Süper Lig’deki hocayla amatör takım hocası arasında hiç ama hiç fark yok. Baktım ki, ne kitap yazması, iki sayfalık bir metin bile çıkmıyor.

İsterseniz size çeşitli teknik adamların konuşmalarından kesitler sunayım. Fark var diyen yazsın bana.

Hafta içi antrenmanlardaki teknik direktör konuşması: Futbolcularımın morali çok iyi. Geçen hafta geride kaldı. Onlarla konuştum. Her şey bu hafta daha iyi olacak. Birkaç sakat futbolcum var ama bizde sahaya çıkan kim olursa olsun aynı kalitededir. Bizim için fark etmez. Çıkacağız, oynayacağız, kazanacağız.

Maç günü teknik direktör konuşması: Kazanmak için buradayız. Kaç gol atacağımızın önemi yok. Biz büyük kulübüz. Aslanlar gibi oynayıp kazanacağız.

Maç sonrası teknik direktörün galibiyet konuşması: Demiştim size. Bizim futbolcularımız inandılar, kazandılar. Bu azmin karşısında kimse duramaz. Üst sıra hedefimizden dönmeyeceğiz. Bu maçı kazanan çocuklarımı kutluyorum. Bu galibiyeti başta onlara ve taraftarlarımıza armağan ediyorum.

Maç sonrası teknik direktörün beraberlik konuşması: Galibiyeti isteyen bizdik. Galibiyeti kaçıran taraf da biz olduk. Ah Hasan ah; o golü kaçırmasaydı var ya… Neyse, aslanlarımı kutluyorum. Zor maç oldu. Bir puana da şükür.

Maç sonrası teknik direktörün mağlubiyet konuşması: Şimdi arkadaşlar, siz de izlediniz. Bu federasyonla, bu hakemlerle lig biter mi? Hakem tüm takdir haklarını karşı takıma kullandı. Siz geliyorsunuz dar bütçelerle takım oluşturuyorsunuz. Emek veriyorsunuz. Bir hakem çıkıyor sizin emeğinizi çalıyor. Zaten takımım da eksik. Şimdi bize kim sahip çıkacak? Hep üç büyükler mi korunacak? Yazık bize de…

Mağlubiyet sonrası görevden alınan teknik direktör konuşması: Futbolculara maaş ödeyemiyorlar. Antrenmanları yönetimden kimse izlemiyor. Hele basın bu takıma zarar veriyor. Kimse de bunlara bir şey demiyor. Ben bu takımı nereden aldım biliyor musunuz? Tam 10 yeni futbolcu kazandırdım…

Göreve yeni başlayan teknik direktör konuşması: İşimizin zor olduğunun farkındayım ama benim olduğum yerde umutsuzluk yoktur. Zaten ben gönülden bu takımlıydım. Tüm hayalim bir gün bu takımı çalıştırmaktı. Bu kulübe para için gelmedim. Hep birlikte başaracağız.

İş bulamayıp televizyonlara kendine kulüp arayan teknik direktör konuşması: Şimdi transfere bu kadar para harcıyorlar. Aldıkları futbolcuya bak. Adam sahada uyuyor be kardeşim. Belli ki takım yeterince çalışmamış. Şimdi benim daha önce çalıştırdığım kulüp hakkında konuşmam yanlış olacak ama bu kafayla Türk futbolu bir adım ileri gitmez.

***

Ne diyorsunuz, eksik bıraktığım var mı? O yüzden siz siz olun şampiyon olduk diye çok sevinmeyin, olamadık diye de çok üzülmeyin.

Futbolumuz bu. Başka bir şey de beklemeyelim.