Kitap, her okuyucuda yeniden tanımlanan bir kavramdır. Ancak bazı eserler kitap denilince verilen yegane örnek olarak kalır hayatımızda. Bu yazımızda tanışacağımız eserle birlikte hayatınızdaki kitaplar listesinin de değişeceği iddiasındayım .
Bu eser Rus yazar Grigory Petrov’un kaleme aldığı ‘Beyaz Zambaklar Ülkesinde. ’ Bu eser bir bataklık ülkesi olan Finlandiya’nın günümüzün en iyi eğitim sistemine sahip bir ülkeye dönüşüm sürecini anlatır.
Kitabın ana kahramanı Snelman’dır. Bu kişi, aydın ve siyasetçi bir bilgindir. Ülkenin karşılaştığı sorunları örnekler üzerinden anlatır. Bu örnekler geçmişten günümüze insanın ve sorularını hiç değişmediğinin kanıtıdır. Kitaptaki başlıklarda ilki ailedir ‘eğitim ailede başlar ve aile eğitimi almamış çocuk, sürülmemiş tarlaya benzer’ teziyle kurtuluşun reçetesini sunar bizlere.
Bizler bugün gazetelerin 3. Sayfalarında aile eğitimden yoksun insanların dramlarını hatta ve hatta yaptığı katliamları okumuyor muyuz? Büyüklerimiz dahi zaman zaman başta büyük olmayınca çocuk ne yapsın diye hayıflanmıyor mu? O halde hepimiz bu çağrıya kulak vermeliyiz.
Yine Yazar Snelman’a göre aydınlar; öncelikle halka inmelidir. Millet, onları marka gömlek giyip kravat taksın diye yetiştirmemiştir. Aydının muhatabı yalnız üst tabaka değil çiftçisinden, fırıncısına,işçisine toplumun her ferdi olmalıdır .
Tam da sözün burasında bugün üniversitelerde akademisyen kimliği taşıyan, dersini anlattıktan sonra evinin yolunu tutan, öğrencilerinin sorularıyla karşılaşmamak için ipe un seren hocalarımızı da anmadan geçemeyeceğim.
Ama ‘benim işim dersimi anlatıp geçmek’ diyen ve kendini aydın zannedenlere Nurettin Topçu üstadımızın Türkiye’nin Maarif Davası adlı eserindeki’ Efendiler gözlüklerinizin üzerinden bakarak okuduğunuz kitaplar bu nesli kurtaramadı’ cümlesini hatırlatmak isterim.
Hele hele kalemini sattığı karanlık odakların çığırtkanlığını yapan kravatlı kölelerden bahsetmek zül de olsa bir gerçektir dün olduğu gibi bugün de.
Snelman’a göre üzerinde durulması gereken önemli önerilerden birisi de halk üniversitesidir. Snelman her üniversitenin belirli günlerde halka açılması gerektiğini söyler. Bu fikrin bugün uygulamaya konulduğunda üniversitedeki bazı efendileri rahatsız edeceğinin farkındayız. Hatta somut bir örnek olarak bırakın milletin kendisini başındaki örtüyü bile üniversitelerde görmek istemeyenleri çok iyi biliyoruz.
Bu kitabı okuyunca gavur parasıyla bir dolarlık değeri olan, devlet sırlarını sattıktan sonra koşarak Batılı efendilerinin etekleri altına saklanan sözüm ona Türk kimliğini kullanan kendilerine gazeteci, aydın, yazar zanneden hainler hemen gözünüzün önüne geliyor.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde aynı zamanda kurtuluş reçetesi veren bir kitap. Ülkesine, milletine ihanet edenleri ifşa ettiği gibi bir ülkenin düştüğü yerden nasıl kalkacağını da çok önemli önerilerle ifade etmiş.
Kitapta bahsi geçen tüm bu öneriler uygulandığında bataklıklar ülkesi olan Finlandiya nasıl eğitimin gözde ülkelerinden biri olmuşsa; bizim ülkemizde de kendi rengimizi, kendi kültürümüzü, kendi değerlerimizi kattığımızda Beyaz Zambaklar açacağına inanıyoruz.
Ve bu kitabı çocuğu, genci, yaşlısı velhasıl nefes alan herkese önemle tavsiye ediyoruz.