Filistin’de yaşanan soykırım nedeniyle Sudan’da olup bitenlerden çok az haberdar oluyoruz. Maalesef Sudan’da büyük bir dram var. Çok az gündeme geliyor hatta gelmiyor… 20 bin insan öldürüldü, 15 milyon göç etti ve 25 milyon kişi açlık çekiyor… Bütün bunlar, Sudan ordusu ile kendilerine “Hızlı Destek Kuvvetleri” (HDK) denilen güç arasında yaşanan çatışmalar sonucunda ortaya çıktı.
2019 yılında Ömer el-Beşir yönetiminin devrilmesinden sonra kargaşa başladı. Ülke yönetimine el koyan askerler kendi aralarında anlaşamayınca tarifi imkânsız, unutulması zor, tedavisi uzun sürecek yaralar açıldı. Taraflar arasında çatışmalar 15 Nisan 2023’te başladı. Bu çatışmaların faturasını masum insanlar canlarıyla ödüyorlar. Durumdan vazife çıkarmayı sevenler hemen işe koyulmuşlar; şu anda çatışmaların içinde 17 ülke varmış…
İstanbul Ticaret Üniversitesi Komşu ve Çevre Ülkeler Araştırma ve Uygulama Merkezi “Sudan’daki Çatışmalar ve Çözüm Arayışları” adlı bir panel düzenledi. Toplantının oturum yöneticiliğini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aydın Özkan yaptı. Merkezin müdürü Prof. Dr. Ahmet Kavas, Sudan’da yaşanan krizin çözümü için “kamuoyu oluşturmanın” önemine vurgu yaptı. Sudan Eski Enformasyon Bakanı ve Büyükelçi Sanaa Hamad el-Awad, dış güçlerin müdahaleleri sonucunda sorunun daha da büyüdüğünü ifade ederek katliamların ve sürgünlerin yaşandığı ülkede uluslararası toplumun çözüm için müdahale etmesi gerektiğini belirtti.
Güney Sudan’ın bağımsız bir ülke olarak Sudan'dan ayrılmasından önce bu topraklar Afrika’nın en büyük ülkesi durumundaydı. Bölünme olunca birinciliği Cezayir’e kaptırmış oldular. Yaklaşık 46 milyon nüfusu ve Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde topraklara sahip olan ülke, kuzeydoğu Afrika’da stratejik bir konumdadır. Doğal gaz, petrol, altın, bakır gibi zenginliklere de sahip olan Sudan, bölünmeden sonra petrol gelirlerinde büyük bir düşüş yaşamış; bu da genel ekonomik gidişatı olumsuz yönde etkilemiştir.
Eski bakanlardan Dr. Yasir Yusuf İbrahim, “Çatışmalar başlayınca iki taraf da kısa zamanda sonuç almayı bekledi ama öyle olmadı. Dış güçlerin destekleri ile çatışmalar çok geniş bir coğrafyaya yayıldı. Sudan ordusunun desteğe ihtiyacı var.” diyerek durumun daha da karmaşık hâle geldiğini dile getirdi.
Sudan’da yaşananlarla ilgili ayrıca sahadan birkaç haber okudum. Durum gerçekten vahim… Milisler yağma, gasp, tecavüz ve katliamlar yaparak alanlarını genişletmeye çalışıyorlar. Askerî ve Siyasi Uzman Amir Hasan Abbas da yaşananların bir iç çatışma olmaktan çıkarak bölgesel savaş hâline geldiğini vurguladı.
Panelin son konuşmacısı Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinden Dr. Mayada Kemal Eldeen, Türkiye’nin Somali gibi birçok Afrika ülkesine destek olduğunu; Sudan’a da siyasi, askerî, ekonomik yardımda bulunabileceğini hatırlattı ve dünya basınında konunun daha fazla dile getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Panel sayesinde bir nebze de olsa kardeş Sudan’da yaşanan dramdan haberimiz oldu. Keşke bu ülkenin başarı hikâyelerini dinleyebilseydik. Yine iş Türkiye’ye düşüyor. Mayada Kemal hocanın sözüyle bitirelim; “Sudan’ın Türkiye’ye ihtiyacı var.”