Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün toplu açılış töreni için gittiği Samsun’da gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Bu arada öne çekilerek mayıs ayında yapılacağı konuşulan seçimlerde “son kez” aday olacağını duyurdu ve “2023’te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı’nın inşasına başlayıp bu kutlu bayrağı gençlerimize teslim edeceğiz” dedi.
Mevcut sisteme göre zaten arka arkaya en fazla iki dönem cumhurbaşkanlığı yapabileceği biliniyor olmasına rağmen sanırım ilk kez ne zaman bırakacağını net bir şekilde açıkladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçenlerde Millet İttifakı’nın “Cumhurbaşkanı tek sefer ve 7 yıllığına seçilmeli” önerisini eleştirerek, “Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa iki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi 5’er yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek” demişti.
Erdoğan, Samsun’da yaptığı açıklamayla iki dönem kuralının değiştirilmesine sıcak bakmadığı mesajını vermiş oldu.
Koltuk sevdalısı olmadığını ve yeri geldiğinde bayrağı gençlere teslim etmeye hazır olduğunu gösterdi.
Kim ne derse desin, Türkiye’de büyük bir devrime ve dönüşüme imza atan ve ülkeye adeta çağ atlatan Erdoğan adını tarihe altın harflerle çoktan yazdırdı.
Onun müthiş performansı ve başarıları çıtayı o kadar yükseltti ki kendinden sonra o koltuğa oturacak isimlerin işlerini de zorlaştırdı.
Erdoğan gibi bir lider ne yazık ki kolay yetişmiyor.
Şu an tecrübesinin ve ustalığının zirvesinde olan Erdoğan, politik ve diplomatik becerilerini hem ülke içindeki hem de dışındaki hamleleriyle tüm dünyaya gösteriyor.
Türkiye’nin hâlihazırda yakaladığı ivmeyi bir süre daha koruyabilmesi ve Türkiye Yüzyılı’nın inşası için Cumhurbaşkanı’nın 2023’te yeniden aday olup bir dönem daha ülkenin başında bulunması gerekiyor.
Daha yapılacak işler, tamamlanacak projeler var.
Son döneminde Erdoğan’ın imza atacağı en önemli işlerden biri de AK Parti’yi ve ülkeyi kendinden sonrası için hazırlamak olacaktır.
Karizmatik liderlerin yanında kendi düzeyinde veya ona yakın ikinci bir adam genelde pek bulunmaz ve halef yetiştirmek o kadar kolay bir şey değil.
Fakat Cumhurbaşkanı’nın bunu da başaracağına inanıyorum.
Türkiye’yi seven ve yakından takip etmeye çalışan, Özal sonrası Anavatan Partisi’nin başına gelenleri bilen Arap dostlarımdan “Erdoğan sonrası ne olacak?” sorusunu birçok kez işittim.
Şu an için bu soruya “İnşallah yine iyi olacak” demekten başka cevabımız yok.
Allah sağlık, afiyet ve ömrüne bereket versin; seçimlerde halkın güvenoyunu yeniden alması halinde Erdoğan’ın önünde bir dönem daha var.
Türk halkının Erdoğan gibi kendisine büyük hizmetleri dokunmuş, başka halkların gıptayla baktığı ve “Keşke bizim de böyle bir liderimiz olsa” dediği bir cumhurbaşkanını bırakıp başka birini; örneğin siyasi hayatı başarısızlıklarla dolu olan, çocukların dahi bildiği ve kullandığı görüntülü konuşma için “Milletimiz teknoloji görsün” diyerek milletle alay eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceğine asla ihtimal vermiyorum.
Fakat beş yıl çok da uzun bir süre değil.
Yıllar su gibi akıp gidiyor.