Türkiye, yüzüncü yılında yüz yılın seçimini geride bıraktı. Cumhurbaşkanlığını Erdoğan, Meclis seçimini Cumhur İttifakı kazandı.
Seçim sürecinde rakipler arasında süren tartışmalar yerini Kılıçdaroğlu’nun istifa edip etmeyeceğine, İmamoğlu’nun genel başkanlığa aday olup olmayacağına bıraktı.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı hızla Türkiye’nin sorunlarını çözmeye odaklanırken; CHP ve Millet İttifakındaki hesaplaşmalar sertleşerek devam ediyor.
Ben bugün seçim öncesine dönerek bir grup “sözde” sanatçının yaptığı açıklamaların tehlikesine ve bu güruhun içine düştüğü duruma dikkatinizi çekmek istiyorum.
Cumhur İttifakı’nı oluşturan parti ve liderler hakkındaki hezeyanları, halkın oy tercihine yönelik saldırıları, demokratik hiçbir ülkede görülmeyecek şekilde alçakça ve ahlaksızca idi.
Devlete düşman “sözde” sanatçı mı ararsınız…
Milleti aşağılayan “sözde” sanatçı mı ararsınız…
Milletin manevi değerlerine nefret kusan “sözde” sanatçı mı ararsınız…
Halkın siyasi tercihini küçümseyen “sözde” sanatçıları mı ararsınız…
Ülkeyi yöneten lidere kin ve nefret besleyen “sözde” sanatçı mı ararsınız…
Depremzedelere çemkiren “sözde” sanatçı mı ararsınız…
Karşı karşıya olduğumuz hastalığı, karşımızda duran tehlikeli kitleyi görmenin zamanı geldi. Devlet ve millet olarak bu hastalığı nasıl tedavi edeceğimizin, bu beladan nasıl kurtulacağımızın yolunu bulmamız gerekiyor.
Tehlikenin vahametini anlamak için seçimden önce bu güruhun yaptığı açıklamalardan birkaç örneği sizinle paylaşmak istiyorum…
BUNLAR SANATÇI DEĞİL DEVLET VE MİLLET DÜŞMANI
“Bütün namertlere inat ilk turda bitmeli.”, “Troller, kendinize artık başka bir iş bulun.”, “Beni kimse susturamayacak. Konuşmaya, üretmeye ve şarkı söylemeye devam edeceğim.”, “Bize zorla giydirilmiş deli gömleğini paramparça etmeliyiz.”, “Sansüre hayır. Yakında özgürce yaratmaya devam edeceğiz.”, “Kötülükten yorulduk, bıktık, usandık, yaralandık.”
Bunları yazanlar “sözde” sanatçı, “sözde” demokrat, “sözde” özgürlük isteyen kişiler…
Erdoğan’ın kendilerine sunduğu demokratik ortamda, ona ve ona oy veren halka etmedikleri hakaret bırakmadılar. Gözü dönmüş “sözde” bir sanatçı güruhuyla karşı karşıyayız!
Bunların varlığından haberimiz vardı ama tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalandıklarından haberimiz yoktu.
Konuştuklarında demokrasi, hoşgörü ve barışı dillerinden düşürmeyenler, meğer içlerinde kendileri gibi düşünmeyen halka düşman bir canavar saklıyorlarmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Türkiye’nin Suriye’de terör örgütüne karşı operasyon yürüten Mehmetçiği ziyaret eden sanatçılara “Yalakadan sanatçı olmaz. Onlar sanatçı değil.” diyen Kılıçdaroğlu bu “sözde” sanatçıların devlete, millete, milletin dinî ve millî değerlerine yönelik pervasız saldırılarını seyrediyor.
Aslında devlet de millet de sizin gibi “sözde” sanatçıların derdinin ne olduğunu biliyor. Ya özgürce yaşadığınız devletinizle ve içinde yaşadığını milletinizle barışacaksınız. Ya da ait olduğunuz, özlem duyduğunuz yerlere gideceksiniz.
Bu devlet ve bu millet, bedeli kanla ve canla ödenmiş bu aziz vatanı size ve arkanızdaki emperyalizme teslim etmez…
Biz sizi atalarınızdan tanıyoruz. Şunu bilin ki bu cennet vatan üzerinden al bayrak inmeyecek, ezan sesleri dinmeyecek!
Başaramayacaksınız…