Arapça’da çok kullanılan “Rametnîbidâihâve’nsellet” şeklinde bir atasözü var.
“Kendi hastalığıyla/suçuyla beni suçlayıp işin içinden sıyrıldı” anlamına gelir.
Tobruk hükümetinin ve Hafter cephesinin Türkiye’yi Libya’ya silah göndermekle suçlayan açıklamalarını okudukça bu atasözü aklıma gelir.
Ulusal Kurtuluş Hükümeti Başbakanı Ömer El Hasi, önceki gün bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Ankara’nın Trablus’taki yönetime silah gönderdiği yönündeki iddiaları yalanladı ve “Türkiye, Libya’da çatışan taraflara aynı mesafede yaklaşıyor” dedi.
Öncelikle şunu belirteyim:
Türkiye’nin Libya’daki Türkiye yanlısı gruplara silah dahil gerekli her türlü desteği vermesi taraftarıyım.
Çünkü – Allah korusun – kifayetsiz muhteris Hafter liderliğindeki karşı devrimin başarılı olması halinde Abdülfettah El Sisi’nin Mısır’ının ardından Türkiye’ye bir silah da Hafter’in Libya’sından yönelecek.
Abdülfettah El Sisi’nin ve geçenlerde Kahire’de birlikte pasta keserek doğum gününü kutladığı Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’in Libya’da Hafter’e bağlı milis güçlerine silah yardımında bulundukları ve hatta hava saldırılarıyla destek verdikleri sır değil.
Perşembe günü yayınlanan ses kayıtlarıyla Kahire’nin ve Abu Dhabi’nin Libya’daki karşı devrimcilere yardımı bir kez daha tescillendi.
“Panorama Libya” kanalının yayınladığı ses kayıtlarında Abdülfettah El Sisi’nin özel kalem müdürü Abbas Kamil, El Sisi’ye Ahmed Kaddafi’d-Dem ile görüşmesini öneriyor ve dört yıldır Kahire’de yaşayan Kaddafi’d-Dem’in Mısır için fırsat olduğunu söylüyor.
Mısırlı yetkililer ile başta Kaddafi’d-Dem ve Libya Eski Başbakanı Ali Zeydan arasında gizli görüşmelerin yürütüldüğünden bahsediliyor.
Abbas Kamil ile bir askeri yetkili arasında geçen telefon görüşmesinde de sekiz tonluk silah yardımı hazırlandığı ifade ediliyor.
Mısırlı darbeciler Libya’ya müdahalede yalnız değiller.
Arap Baharı’nı Libya’da da öldürmek isteyenlerin operasyon merkezi Dubai’de ve operasyonun başında Libyalı politikacı Mahmud Cibril bulunuyor.
Koordinasyonu ise Filistinli Muhammed Dahlan sağlıyor.
Geçen akşam yayınlanan ses kayıtlarında Dahlan’ın gizli ziyaretleriyle ilgili de bilgiler var.
Abbas Kamil, Dahlan’ı taşıyan özel uçağın Libya’ya ulaştığını söylüyor ve Dahlan ve beraberindekilerin havaalanından gizlice çıkarılmaları talimatı veriyor.
Abdülfettah El Sisi liderliğindeki Mısır’ın kendileri adına bölgede polis rolü oynamasını isteyenler, darbeci ekibi, Arap Baharı’nı ve halkın özgürlük arzusunu sadece Mısır’da bastırsın diye desteklemediler.
Mısırlı darbecilerin, Libya’da İslamcıların yönetimde söz sahibi olmalarını ne pahasına olursa olsun engellemek gibi başka görevleri de var.
Ayrıca Abu Dhabi’nin paralı askerliğini yapıyorlar.
BAE’de Mısırlı askerlerden oluşan bir müdahale gücü bulunuyor.
Özel eğitimli askerlerden oluşan bu gücün orada olmasının amacı Katar’a gözdağı vermek ve hatta gerekirse müdahale etmek.
BAE ve Mısır’ın şüpheli hareketlerinden kaygı duyan Doha’nın bir hafta önce Ankara’yla imzaladığı askeri işbirliği antlaşması, Abu Dhabi’ye özetle “Senin yanında El Sisi’nin ordusu varsa benim yanımda da ondan daha güçlü Türk ordusu var” mesajı veriyor.