Filistin davasını tasfiye etmeyi hedefleyen “Yüzyılın Anlaşması” adlı planı kamuoyu ilk kez Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’den duymuştu.
Nisan 2017’de dönemin ABD Başkanı Donald Trump’la Beyaz Saray’da bir araya gelen es-Sisi, “Yüzyılın Anlaşması” planıyla Filistin sorununun çözüme kavuşması için gösterilecek çabalara tüm gücüyle destek vereceğini söyledikten sonra Trump’a dönerek “Sizin bu sorunu çözeceğinize inanıyorum.” demişti.
Abdülfettah es-Sisi, önceki gün Kahire’de konukları İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Belçika Başbakanı Alexander De Croo ile kameraların karşısına geçerek Filistin’e yönelik yeni bir planı gündemin ortasına bırakıverdi.
İki devletli çözüm müzakerelerinden 30 yıldır sonuç alınamadığını ve bu süreçte yaşanan beş savaşta çoğu kadın ve çocuk 27 bin sivilin öldüğünü söyledikten sonra NATO, Birleşmiş Milletler (BM), Arap ülkeleri ya da ABD’ye ait güçlerin garantörlüğünde başkenti Doğu Kudüs olan “silahtan arındırılmış” bir Filistin devletinin kurulmasına hazır olduklarını açıkladı.
“Silahtan arındırılmış Filistin devleti” fikri daha önce Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından da dile getirilmişti.
Abbas, 2018’de Ramallah’ta ziyaretine gelen bir grup İsrailli akademisyene yaptığı açıklamada, 1967 sınırlarında silahtan arındırılmış, ordusu olmayan, silah yerine cop taşıyan polislerin olduğu bir Filistin devleti istediğinden bahsetmişti.
Bu düşüncesini desteklemek için de savaş uçakları ve tanklar satın almak yerine parayı sosyal projelere harcamayı, okullar ve hastaneler inşa etmeyi tercih ettiğini öne sürmüştü.
Abdülfettah es-Sisi’nin bahsettiği planın hedefi savaş bittikten sonra İsrail ve Filistinli direniş grupları arasında yeni çatışmaların patlak vermesini önlemek.
Her ne kadar Mısır Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarıyla gündeme gelse de planın arkasında gerçekte başka ülkelerin olduğunu tahmin etmek güç değil.
Önerilen Filistin devletinin “silahtan arındırılmış” olacağı vugulanarak “İsrail’in güvenliğinin öncelendiği” gösterilmek ve işgalcilere güvence verilmek isteniyor.
Kudüs’ün tamamını başkenti ilan eden İsrail’in bu planı kabul etmesi mümkün değil.
Çünkü planı kabul ederse Doğu Kudüs’ten, Mescid-i Aksa’nın inşa üzerinde bulunduğu ve kutsal kabul ettikleri Tapınak Tepesi’nden, Ağlama Duvarı’ndan vazgeçmeleri gerekiyor.
Hâlbuki İsrail, değil Doğu Kudüs’ten, “Yahuda ve Samarra” olarak adlandırdığı Batı Şeria’dan çıkmaya dahi razı değil.
Doğu Kudüs işgalciler için en önemli bölge.
İsrail’in ilk başbakanı David Ben-Gurion’un “Kudüs olmadan İsrail’in bir anlamı yok. Tapınak olmadan da Kudüs’ün bir anlamı yok.” sözü meşhur.
Nitekim İsrail Dışişleri Bakanlığı, mevcut hükûmetin politikalarının silahtan arındırılmış Filistin devleti planıyla uyuşmadığını açıkladı.
El-Hurra kanalına konuşan İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, Netanyahu’nun Kasım 2009’da silahtan arındırılmış Filistin devletini kabul edeceğini açıkladığı hatırlatılınca, 14 yılda çok şeyin değiştiğini söyledi.
Planın Filistin halkı ve direnişi tarafından kesin bir dille reddedildiğine işaret etmeye bile gerek yok.
Ayrıca İsrail nükleer dahil her türlü silaha sahipken Filistin devleti niye silahsız olsun ki?!.