Aile; her türlü açlığın helâl ve en doğru biçimde giderildiği, insanın aklını geliştirmeyi, onurlu bir duruş kazanmayı, insan değeri bilmeyi ve mutlaka ahlâklı olmayı örnekleyen kurum olmalı. Yüreği sevgi ile dolu olmalı eşlerin ve bunu kucak kucak çiçek gibi sözleri ve tutumlarıyla çocuklarına sunmalı.
İnsan çoğunlukla su’dandır.Su ise, söze kulak verir. Söz ise bütün hücreleri harekete geçirir. Ya iyiye ya kötüye doğru meyilli olur bu hareket. Söz, çıktığı gönül kabında ne ile yoğrulmuşsa onun renginde çıkar ve ona uygun etki oluşur. İnsan organizmasının yapıtaşları protein, karbonhidrat, yağlar, nasıl ki vücudun olmazsa olmazlarıdır, duygularımız için de sevgi ve özenli bir ilgi-değer görmek öyledir. Aslında, gözler, mimikler, beden duruşu ve sözlerin yanında vurgular da konuşur. Vurguya göre beyin algılar ve önceki bilgilerle birleştirerek bir anlam bütünlüğü oluşur.
İhtiyacı giderilmemiş organizma sıkıntı üretir
Temel ihtiyaçlara açlık ne kadar çoksa, tahammül o kadar azdır ve insan açlığını giderecek kaynaklara yönelir. Önce seçici bir yönelme olur. Açlık artar ve aranılan kaynak bulanamazsa, ormanda mahsur kalanların açlıklarını gidermek için öce görmeye tahammül bile edemediği kurbağa yılan gibi canlıları yediği, hatta yeşil otlar ve ağaç kabukları dahil ne bulursa ölmemek için yedikleri gibi, insan da, giderek artan ve yoksunluğuna dayanamadığı ihtiyacı ilk ulaştığı yerden temin etmek mecburiyetinde kalabilir. Acil ihtiyaçlar sağlam malzemelerle giderilmemişse, sözler ve diğer her şey, sarsıntı geçirir.
Aile; dünyaya gelmenin eşiği, insan olmanın beşiğidir
Aile; her türlü açlığın helâl ve en doğru biçimde giderildiği, insanın aklını geliştirmeyi, onurlu bir duruş kazanmayı, insan değeri bilmeyi ve mutlaka ahlâklı olmayı örnekleyen kurum olmalı. Yüreği sevgi ile dolu olmalı eşlerin ve bunu kucak kucak çiçek gibi sözleri ve tutumlarıyla çocuklarına sunmalı. Eşlerin mutlulukla gülümseyen yüzleri, sadece eşlerini gören helâl gözleri, Allah’a (c.c) yürekten bağlı oturaklı sözleri olmalı ki, su gibi akan sabilere gidecekleri yolu işaret etsin. Özü Allah’a (c.c), gözü ailesine ve çabası ümmete yönelik olmalı ki, kardeşlik var olmaya devam etsin. Genç bir müşkül ile karşılaştığında, “Babam bu durumda kalsa ne yapardı?” diye düşündüğünde, aklına babasının bir hali, bir sözü, bir duruşu gelmeli. Annesinin içten duaları ve sevgi dolu sarılmaları tutmalı onu yar başlarında. Kankam diyeceği arkadaşları olmalı ve istikametleri güzel olan bu gençler, bir birlerine insanlık davasının desteğini versinler.
Dualarımız bizim yol ışıklarımızdır
Hayallerimiz olsun en iyiye ve en güzele dair. Dualarımız olsun yürek dolu umutla Rabbimize (c.c) sunduğumuz. İnsan olabilmenin ve insan kalabilmenin, dosdoğru olabilmenin ve dosdoğru kalabilmenin niyazı ile mescitlerde beş vakit soluklanalım, çoluk çocuğumuzla. Bizleri var ederek lütfedip ikram eden Rabbimiz (c.c), her an iyi bir şeyler yapmamızı beklemekte, bizden ümitvar olarak, bu dünyayı daha yaşanılır kılmamızı istemekte.
Daha iyi olmamanın mazereti yok
Sen, ben, hepimiz, bundan daha iyi, daha sevgi dolu, daha çalışkan, daha ahlâklı ve daha insan, daha mü’min olabiliriz. Hâlâ yaşıyorsak, hâlâ çok şey yapabiliriz. Bunun için ilk iş, besmele çekip Allah’a (c.c) güvenerek ayağa kalmak, kendimizi ve kendimizin dışındaki her şeyi sevip sayarak.