Pazar günü Türkiye yerel yöneticilerini seçmek için sandığa gitti ve sandıktan çıkan sonuçlarla köylerini, beldelerini, ilçelerini, şehirlerini ve büyükşehirlerini yerelde yönetecek olan yönetim kadrosunu seçti.
Öncelikle seçim sonuçlarının ülkemiz, insanımız ve vatanımız için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum.
Katılımın az olması, bu seçimin en olumsuz tarafı olarak hafızalara kazındı. Çünkü demokrasilerde seçimlere katılım oranı ne kadar yüksek olursa sandığa yansıyan halkın iradesi de o kadar yüksek oranda gerçekleşmiş olur.
Seçimlere katılımın az olmasının sebeplerinin ortaya konularak siyasi partiler tarafından üzerinde çalışılması, demokrasiler için son derece önemli bir zorunluluk konumundadır.
Sadece siyasi partiler değil, siyaset bilimci akademisyen meslektaşlarım da bu konu hakkında araştırmalar yapmalı ve araştırmalarının sonuçlarını kamuoyuyla paylaşmalıdırlar.
Seçim sonuçları alınmaya başladıktan sonra iktidar başta olmak üzere tüm kesimler tarafından sonuçların büyük bir olgunlukla karşılanması ülkemiz için büyük bir kazanım hükmündedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın balkon konuşmasında verdiği ekonomik mesajlar pazartesi günü piyasalar tarafından beklenen ve güzel karşılanan bir durumu ortaya koymuştur.
Ayrıca Mehmet Şimşek’in mesajları ve Merkez Bankası’nın reeskont ile avans faizlerini 750 baz puan artırması piyasaların rahatlamasındaki bir diğer önemli adım olmuştur.
Merkez Bankası’nın bu iki konuda aldığı faiz artırım kararlarıyla beraber 25 Nisan 2024 tarihinde yapılacak olan Para Politikası Kurulu toplantısında faizlerin 500 baz puan yukarı gideceğini şimdiden belirtmek istiyorum.
Bu karar ile faiz artışının devam edeceği sinyali verilmiş, Türk lirası mevduat faizinde artış ve borsanın cazibesinin azalacağı mesajı bir anlamda piyasalara iletilmiş oldu.
Ama burada, eğer yabancı yatırımcının borsaya bir yönelişi olursa borsanın yükseleceğini söylemekte fayda vardır.
Faiz artışlarıyla borsaya olan cazibe biraz daha azalmaya başlayacaktır ve yatırımcılar her zaman faizi baz alarak borsa yoluna girip girmeme kararlarını alabileceklerdir.
Tüm bunların yanında önümüzdeki dört yılın seçimsiz geçecek bir dönem olması Türkiye ekonomisi için çok ama çok önemlidir.
Bu bağlamda enflasyonla mücadelenin kararlılıkla süreceğiyle ilgili verilen mesajların yanında Orta Vadeli Program’ın da aynı kararlılık ve azimle sürdürüleceğinin ekonomi yönetimi tarafından ifade edilmesi de ayrıca büyük bir öneme sahiptir.
Enflasyonun tek haneye düşürülmesi için her türlü çalışmanın en ufak bir geri adım atmadan sürdürülecek olması ekonomik kazanımlar açısından son derece mühimdir.
Seçim sonuçları sonrasında Türk lirasının değer kazanması da bu yöndeki düşünceleri güçlendiren niteliktedir.
Sıkı para politikalarının yanında sıkı maliye politikalarından en ufak bir taviz vermeden çalışmalara sonuna kadar devam edilmelidir ki bu dört yıl her anlamda verimli bir şekilde geçsin.
An itibarıyla yapılması gereken, seçimi önde bitirerek yerel yönetimlerde halkın ilk kez görev verdiği yöneticilerin vatandaşın lehine olan çalışmaları ortaya koymalarıdır.
Diğer taraftan, kazanan mevcut yöneticiler ise asla ve asla ekonomi politikalarından en ufak bir taviz vermeden çalışmaya devam etmelidir.
İktidar, yapısal reformlar ile ekonomide dönüşümün sağlanacağını, yatırımlarla üretimin artırılacağını, kamu yönetiminin verimliliğinin geliştirileceğini ve etkin bir adalet sistemi ile büyümeyi tesis edeceğini ifade ederek bu gelişimin süreceğini özellikle belirtmektedir.
Yapılması ve uygulanması gereken de budur…