HDP, cumhurbaşkanı adayı çıkarmadı ve Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini ilan etti.
Aslında Kılıçdaroğlu’nun ismi altılı masada ortak aday olarak açıklanmadan önce de hem Kandil’deki PKK baronları hem de HDP’nin sözcüleri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek vereceklerini açıklıyorlardı.
Hatta Kılıçdaroğlu’nun aday olması için Kandil’de seçim startı bir yıl önceden verilmiş, terör baronları yayımladıkları videolarla Kılıçdaroğlu güzellemeleri yapıyorlardı.
Tabii bu tek taraflı bir aşk, Kılıçdaroğlu’ndan habersiz başlatılan bir kampanya değildi. İYİ Parti zaman zaman İmamoğlu ve Yavaş’ın isimlerini gündeme getirince Kandil ve HDP hemen karşı taarruza geçiyordu.
“Ekrem, Diyarbakır’da ayrı, Edirne’de ayrı konuşuyor. Biz İmamoğlu’nu desteklemeyiz…”
“Mansur, aday olmayı aklından bile geçirmesin. HDP’den kendisine bir tane oy çıkmaz…” diyen PKK ve HDP’nin sözcüleri Kılıçdaroğlu’nun adaylığının önündeki tüm engelleri tek tek kaldırdılar.
Anlayacağınız Kandil’de yazılan senaryo ile Kılıçdaroğlu ve HDP, cumhurbaşkanlığı adaylık sürecinde başından beri beraber hareket ettiler…
Şimdi de birlikte, omuz omuza seçim kampanyası yürütüyorlar…
Bakalım sağ, milliyetçi, muhafazakâr, dindar seçmen Kılıçdaroğlu ile HDP’nin bu omuz omuza kampanyasına ne kadar ikna olacak.
PKK’nın Kandil’deki “yönetimi” Kılıçdaroğlu ile aynı “mezhebe” mensup kişilerin elindedir!
HDP’nin üst yönetim kadrosu da Kemalist “Türk solunun” elindedir!
Böylece hem Kandil hem de Ankara’daki HDP, Kemalist CHP’ye hizmet ediyorlar.
KILIÇDAROĞLU ALTILI MASANIN DEĞİL PKK’NIN ADAYIDIR
Soru şu; Kılıçdaroğlu HDP’nin desteğiyle cumhurbaşkanı olursa onlara neler verecek? Bunları iki tarafın da açıklamalarından kolayca anlıyoruz.
Kılıçdaroğlu, konuşmalarında PKK ve HDP’ye çok önemli vaatlerde bulunuyor, hayati sözler veriyor.
AB yerel yönetimler özerlik şartını onaylayacağım. Yani HDP’nin belediye başkanlıklarını kazandığı illerin yönetimi HDP’ye bırakılacak…
KHK ile görevlerinden uzaklaştırılan “terör” suçlusu kamu çalışanlarını görevlerine iade edeceğim. Tutuklu olanları cezaevinden çıkaracağım…
Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakacağım…
Belediyelerde kayyum atamalarına son vereceğim…
Irak ve Suriye’den Türk askerini çekeceğim…
Kılıçdaroğlu’nun bu vaatlerinin tamamı PKK ve HDP’nin de talepleri. HDP’nin açıkladığı seçim bildirgesindeki ifadeler ile Kılıçdaroğlu’nun “sana söz” diye yürüttüğü kampanyadaki vaatleri bire bir aynı…
Masaya sürüklenerek geri getirilen Akşener ve İYİ Parti’den bu konuda tek bir açıklama ve tepki gelmemesi sizin de dikkatinizi çekmiş olmalı.
Anlayacağız CHP de, Kılıçdaroğlu da, Akşener de, İYİ Parti de masanın diğer minik ortakları da HDP ve PKK’ya teslim olmuş durumdalar.
PKK, Kılıçdaroğlu’na destek çağrısı yaptığına göre, HDP de Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz dediğine göre…
Şimdi sormak lazım Kılıçdaroğlu, PKK’nın adayı değil mi?
Türkiye; üniter, sınırları belli, bağımsız bir ülkedir. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı makamına talip olan Kılıçdaroğlu, bu üniter yapıyı bir terör örgütü lehine bozmaya söz veriyor.
O zaman 14 Mayıs’taki seçim Türkiye ile terör örgütü arasında yapılacak demektir. “Üniter” Türkiye’nin adayı Erdoğan, Türkiye’yi bölmek isteyen PKK terör örgütünün adayı Kılıçdaroğlu’dur!