İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 9 Nisan’da yapılan seçimin ardından koalisyon hükümeti kurmakta başarısız olunca erken seçime gitme kararı almıştı.

İsrailliler 17 Eylül’de yeniden sandık başına gidecek.

Fanatik seçmenin oyunu alabilmek için yarışan İsrailli liderler her seçim öncesi Filistinlilere tehditler savururlar.

Filistin direnişinin işgalciler için oluşturduğu tehlikeyi yok edeceklerini söylerler.

Bugünlerde de Gazze Şeridi’ndeki Hamas yönetimini son bir savaşla ortadan kaldıracaklarını iddia ediyorlar.

Fakat seçim propagandası kapsamında yapılan bu açıklamaların ne kadar gerçekçi olduğu İsrailliler tarafından tartışılıyor.

Çünkü “Hamas’ı ortadan kaldırma” sözü veren İsrailli liderlerin çoğu geçmişte üst düzey askeri ve siyasi görevlerde bulunmuş isimler.

Dolayısıyla seçmen kendilerine şu soruyu soruyor:

“Madem Hamas’ı etkisiz hale getirme gücünüz vardı, geçmişte bunu neden yapmadınız?”

İsrail’de yine adettir, her seçim öncesi hükümet gövde gösterisi yapmak için Filistinlilere yönelik baskıları artırır.

“İsrail’i hedef alan tehditlere en ufak müsamaha gösterilmeyecek” mesajı vermek amacıyla sudan bahanelerle Gazze Şeridi’ne saldırı düzenler.

Geçen hafta yine o saldırıların birinde Gazze Şeridi’nin kuzeyinde üç Filistinli şehit oldu.

İşgal ordusu Perşembe günü de direnişe ait bir alanı bombaladı.

Seçim propagandalarına malzeme yapılan bir diğer konu da Mescid-i Aksa.

İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdan, geçenlerde yaptığı açıklamada, “Yahudilerin de ibadet etmeleri için Tapınak Tepesi’ndeki statükonun değiştirilmesi lazım” dedi.

Erdan’ın “Tapınak Tepesi” dediği yer Mescid-i Aksa.

Bu açıklamayı yapmasının sebebi de Kurban Bayramı’nın ilk günü sabahı Mescid-i Aksa’da yaşananlar.

O gün fanatik Yahudi örgütlerinin çağrılarıyla el-Mağaribe Kapısı önünde toplanan yüzlerce yerleşimci Mescid-i Aksa’ya girmekte ısrar etmiş, işgal güçleri de bayram namazının hemen ardından avluyu boşaltmak için cemaate saldırmış ve Mescid-i Aksa’nın avlusunu adeta savaş alanına döndürmüştü.

Kurban Bayramı’nın ilk günü Netanyahu için de kritik bir gündü.

Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girmelerine izin vermemesi halinde bunun siyasi rakipleri tarafından aleyhinde kullanılacağından korkan İsrail Başbakanı kendince bir “ara formül” buldu.

Baskına katılan grupların avluda dolaşırken takip ettikleri rota olabildiğince kısaltıldı.

Yoğun güvenlik önlemleri altında el-Mağaribe Kapısı’ndan Mescid-i Aksa’ya giren Yahudi yerleşimciler hemen yanı başındaki es-Silsile Kapısı’ndan tekrar geri çıktı.

Böylece simgesel anlam taşıyan küçük bir baskın gerçekleştirilmiş oldu.

İsrail’de yapılan son seçimde ABD Başkanı Donald Trump, sandıktan birinci çıkmasını istediği Netanyahu’ya destek için seçimden birkaç gün önce Golan Tepeleri üzerinde İsrail egemenliğini tanıyan kararnameyi imzalamıştı.

Önümüzdeki ay yapılacak seçim öncesi de Washington’dan benzer bir adım gelebilir.

Trump, geçenlerde Yüzyılın Anlaşması planının siyasi ayağının İsrail’deki seçimden sonra açıklanacağını söylemişti.

Yine de Netanyahu’ya destek için bazı maddeleri kamuoyuna duyurulabilir.