Güzel ülkem Türkiye’nin, Afrin’e gerçekleştirdiği “Zeytin Dalı’’ harekâtı’na dünyanın dört bir yanından destek ve dua gelirken, içeride demokrasi ve laikliğe ‘’sözde değil özde’’ bağlı olduklarını iddia eden sözde aydınlarımızdan, sözde akademisyenlerimizden ve sözde sanatçılarımızdan yine itiraz geldi… Ne diyorlar peki? Kısaca “Savaşmayalım da sevişelim” diyorlar… Peki destekçileri kimler? Her zaman ki gibi güzel ülkemin sözüm ona okumuş aydınları! Tabipler, mimarlar ve mühendisler…
Sözlerim elbette muhataplarına, kimseyi ötekileştirmiyor ve toptancı da yaklaşmıyorum…
Evet şaşırdık mı bu ayrık otlarına tabii ki de hayır.!
Hüsamettin Cindoruk’un “Adımın yazıldığından haberim yoktu’’ dediği o malum bildiride bu yurttaşlar kısaca diyorlar ki; Afrin operasyonunu derhal sonlandırın.!
Kıymetli dostlar deyin hele.! Ana kuzusu Mehmetçiklerimiz bir bir şehit edilirken sesi çıkmayan bu mankurtların, teröristler gebertilirken ciyaklaması ne kadar manidar değil mi?
İhtiyaç hasıl olduğu zaman(!) ortaya çıkan bu müsveddeler, namaz kılarken bile camiye roket atacak kadar gözü dönmüş bu alçaklarla savaşmayalım da müzakere, iş birliği ve diyalog kuralım diyorlar…
Kiminle?
Bugüne kadar DAEŞ’i vuracağım bahanesi ile bölgeye 5 bin tır ve 2 bin kargo uçağı dolusu ağır silah indiren katil ABD ’ile…
Bebek katili eli kanlı terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG ile…
İslam adı altında İslam’a en büyük zararı veren Müslüman elbisesi giymiş terör örgütü DAEŞ ile…
Vay anasını sayın seyirciler, meğer sömürge aydını olmak böyle bir şey imiş.! Üstat Hüseyin Nihal Atsız’ın “Profesör olmak akıl fukarası ve hatta hain olmaya mâni değildir” sözü ile ne kastettiğini şimdi daha da iyi anladım…
Sanırım devşirilen bu karanlık ve çukur adamların, gaflet ve hıyanetleri iş körlüğünden olmasa gerek.! Kuvvetle muhtemel ‘’ideolojik körlüklerinden’’ ileri geliyor… TV ekranlarında ve gazete köşelerinde goy goy yapan bu ucube tipler, esasen savundukları zihniyetin maşalarıdır ve paralı işbirlikçileridir. Kendi halkını küçümseyerek; “konçerto dinlemeyi, rakı-balık muhabbeti yapmayı ve martılara simit atmayı” çağdaşlık zanneden bu yüksek diplomalı cahiller, ne zaman ülkemizin bekasına karşı bir tehdit oluşsa ortamı karıştırmak için hemen devreye giriyorlar…
Lakin bilemiyorlar ki, cahil diye küçümsedikleri bu milletin ‘’feraset ve basireti’’ dün olduğu gibi bugünde her türlü oyun ve entrikayı Allah’ın izni ile alt etmeye muktedirdir. Hamdolsun ki artık milletimiz her şeyin farkındadır… Ne diyordu üstat Ömer Seyfettin: “Bu millet âlim değildir ama ariftir. Bu irfanı sayesinde pek çok şeyi okumuşlardan daha iyi sezer, fark eder ve bilir…”
Hani bu cahil okumamış diye küçümsedikleriniz var ya.! Sakarya’da, Çanakkale’de, Kurtuluş savaşında bu güzelim vatan için göğsünü siper edip şehit olmasalar idi şimdi bilesiniz ki sizlerde yoktunuz.! Hem sizin o cahil diye küçümsediğiniz başı yaşmaklı, eli nasırlı analarımız, babalarımız, bacılarımız var ya.! 15 Temmuz gecesi sizler film seyreder gibi hain darbe girişimini sırça köşklerinizde televizyonlardan seyrederken onlar, devletin bekası için 15 Temmuz gecesi abdestlerini alıp eşleriyle, çocuklarıyla helalleşip sokaklara döküldüler, tankların önüne ölümüne siper oldular…
Afrin’deki ilk şehidimiz Musa Özalkan da sizin için muhatap olunmayacak bir cahildi değil mi? Lakin bilesiniz ki o yiğit ‘’Vasiyetimdir, şehit olursam; Türkmen balalar için anaokulu, kreş veya kültür merkezi yaptırılsın’’ demişti…
Peki ya 65 yaşındaki Mehmet amcamıza ne demeli? ‘’Canımız pahasına da olsa bu harekâtı destekliyoruz. 3 çocuğum var gerekirse çocuklarım ve eşimle birlikte cepheye gideriz” diyordu…
‘’Ordumuza katılmak üzere gönüllü asker olarak dilekçelerimizi vermek için askerlik şubemizin önünde toplanmış bulunuyoruz.” diyen Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi hiç duydunuz mu?
Ha bir de cahil dediğiniz o teyzelerimiz var ya; Bilesiniz ki Mehmetçikler için “Yemekler yapıp, içlikler örer iken’’ diğer taraftan da sabahlara kadar ‘’Fetih suresini’’ okuyup ellerini semaya açıp dua ediyorlar…
Şimdi sizler “Mehmetçikler yesinler de daha da güçlensinler’’ diye çocuklarının rızık kapısını, koyununu keçisini veren cahil! “Yörük teyzelerimizi” de anlayamazsınız…
Şehitlere değil de, şehit olamadıklarına üzülen bu bizim cahil(!) savaş pilotlarımız var ya! Şehit kardeşlerinin isimleriyle teröristlerin başına yağmur gibi bomba yağdırıyorlar…
Kasmayın yok yere siz kendinizi…! Bu göbeğini kaşıyan, makarnacı, bidon kafalı dediğiniz millet var ya.! “Karşılıksız sevdası vatanı için’’ ne zaman tankın önünde, ne zaman tankın yanında olacağını sizden çok daha iyi bilir…
Lakin size kötü bir haberim var; hani o ailesine “Söyleyin beni beklemesinler” diyen yiğitler vardı ya; “Ölürsek cennet bizim, kalırsak devlet bizim” diyerek Suriye’de kahramanlık destanı yazıyorlar…
Siz isteseniz de istemeseniz de… Dün öyleydi, bugün de öyle, yarında öyle olacak Allah’ın izni ile…