Politik tavırların maske düşürücü etkisi çok açıktır; hem de her türlü maskeyi… Bu anlamda gündeme gelen ve adı üstünde “tanzim” yani düzen vermeyi amaçlayan uygulama da adeta bir “politik turnusol” oldu…

“Atadan/dededen solcuyuz” diyenler bile binbir “kuyruk” ekleyerek bu uygulamayı kendi zaviyelerinden yerin dibine sokmaya çalışıyorlar. “Belediyeler yeni bir rant kapısı buldu” diyenden, “Bu uygulama tacirin hayatını baltalıyor” diyene kadar herkes sazın farklı bir teline vuruyor…  

Hani siz değil miydiniz, “Çiftçi korunmalı, az gelirli vatandaş korunmalı diyen.” Ne oldu da bir anda milleti unutup, onların kanını emen, insafını kaybetmiş rantçıların safına geçtiniz?

Fakat her karşıtlık “politik rant” üretmiyor. Bunu da sizin çok iyi görmeniz lazım. İktidar bu hamlesiyle sizin elinizdeki en önemli, “domates, biber, patlıcan” nakaratını aldığı için bu kadar öfkelisiniz.

“Tanzim”ler sadece politikacılar için değil, aynı zamanda spekülasyon yapan rantçılar için de iyi bir “turnusol” oldu. “Türkiye bir tarım ülkesi olarak kendi kendine artık yetemiyor, o üretim yetersiz o sebeple de fiyatlar yüksek” diyenlerin yalanları da ifşa oldu bu vesileyle…

Millet, Devletinin elinin “armut toplamadığını” da anlamış oldu bu vesileyle… Hâlbuki iktidar defalarca “insaf edin” dedi bu zevata… “Dolar düştü, petrol fiyatları geriledi siz de artık o nispette gereğini yapın” tavsiyeleri bu “açgözlü açıkgözlüler” için hiçbir muhasebe vesilesi olmadı.

Serbest piyasa koşulları elbette rekabetle şekillenir. Fakat karşı karşıya olduğumuz oligopol (takım tekeli) bir piyasa var. Yani az sayıda satıcının fiyat belirlediği bir ortamda birçok alıcının mağduriyeti de diyebiliriz buna… Yani şartlar rekabet için eşit değildi… Bu vesileyle de şartları dengeleyecek nizam/intizam verecek bir hakeme ihtiyaç vardır. Tercihini mağdurdan yana kullanacak olan bu “hakem” de hiç kuşkusuz en meşru hakem olan devlettir.

İşin bir başka yönü de devletin burada bir narh belirlemediği ve sadece millete bir alternatif sunduğu gerçeğidir. Öyle görülüyor ki bu alternatif işe de yaramıştır. Marketlerin fiyat hareketlerini çok kısa sürede etkileyerek takım tekelini çökertmiş oldu.

Bir devlet elbette ticareti, sanayiyi geliştirmekle mükellef… Bu konuda iktidarı eleştirenlere, Sayın Erdoğan’ın çabalarını hatırlatmak gerekir. İhracata rekorlar kırdıran, yurtdışına yüzlerce iş adamıyla gidip onlar için yeni fırsatlar açan bir Cumhurbaşkanı, bu yakıştırmayı ne kadar hak eder onu kendilerine sormak gerekir.

Özelleştirmeler, yap işlet devret modelleri ile kendi iş adamlarına ne kadar güvendiğini gösteren bir iktidarı, daha düne kadar da bu özellikleri dolayısıyla eleştirmiyor muydunuz?

Fakat başka bir gerçek daha var ki o da İbn Haldun nazariyeleriyle de ortaya konan hakikattir. O, “Bir devlet sadece zengin tabakaya çalışırsa kendi sonunu hazırlar” der… İktidar da en akıllı olanı, yani orta ve az gelirli vatandaşı koruyarak kendi geleceğini sağlam ellere bırakmak istediğini bir kez daha göstermiştir…

AK Parti, “tanzim satış” uygulamasıyla muhaliflerini bir kez daha ekarte etmiştir; özü de özeti de budur aslında… Hevesler yine başka bahara kadı sanki…