Terör örgütünün elebaşı Abdullah Öcalan, PKK’ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı yaptı.
Kırk senelik terörle mücadelede son on sene; en başarılı dönem olarak tarihe geçti.
Öncelikle şu hakkı en net biçimde teslim etmek lazımdır: PKK’nın Türkiye sınırları içinde bitme noktasına gelmesi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı, savunma sanayiindeki yerlileşme ve gelişim, güvenlik güçlerimizin siyasi iradeyle senkronize biçimde adanmış bir şuurla faaliyet göstermesi sayesinde başarılmıştır. Bu üç sacayağı terörle mücadelede olmazsa olmazdır.
Gelinen aşamada PKK silah bırakmak zorunda kalmış ve hatta silah PKK’nın elinden alınmış ve terör eylemi yapamaz hâle gelmiştir.
Devletin bölgeye hizmet ve yatırımları eşit bir biçimde aktarması, Kürt kimliğinin tanınıp hakların tesliminin yapılması ve her türlü legal fikrin siyasette temsil bulmasına alan açılması; bölge halkı için PKK’nın anlamını yitirmesine neden olmuştur. Bu anlamsızlık ve olanaksızlık ortamı, PKK’yı yolun sonuna getirmiştir.
“PKK” DERKEN AYNI ŞEYİ Mİ ANLIYORUZ?
Apo, terör örgütüne “kendini feshetme” çağrısı yaparken, bu çağrıya PKK’nın tüm kolları uyum sağlayacak mı? Yıllardır “önderlik” tabiri üzerinden her adımlarını Apo’ya bağlayanlardan beklenen; çağrıya uyum sağlamaları ve illegal zemini terk etmeleridir.
Apo’nun PKK’ya çağrısının doğal olarak PKK’nın tüm türevlerini kapsadığını düşünmek saflık olmaz. Doğal olan; PKK zihniyetinin Irak, Suriye, Türkiye ve Avrupa’daki tüm gruplarının muhatap alındığını farz etmektir. Ve fakat özellikle Suriye ve Avrupa ayağı, hiç oralı olmuyorlar.
PKK’nın Suriye ayağı sözde temsilcisi, “Öcalan’ın çağrısı Suriye’yi kapsamıyor.” açıklamasını yaptı.
Anlaşılan, “PKK” dediğiniz zaman, PKK kitlesi ile aynı şeyi anlamıyoruz.
Şu notu buraya düşelim; Türk devleti bu bakış açısını hiç sorun yapmaz. Devlet, kendisinin tanımına göre terör faaliyeti yürüten tüm grupları ama öyle ama böyle bertaraf etmek için sahada aktif faaliyet yürütür.
PKK’ya bağlı tüm gruplar kendilerini gönüllü biçimde feshederlerse kendi nüfusları için kazanım olur, kendileri için artı değer olur. Aksi takdirde devlet, kadife eldivenden demir yumruğunu çıkarır ve tabiri caizse ezer geçer. Her iki durumda da PKK’nın tüm türevleri bitirilecek.
Türkiye’de Erdoğan ve Bahçeli birlikteliği olduğu sürece PKK ve PYD, kendilerini bekleyen sondan kaçamayacaklar!
DÜNYA DEĞİŞİYOR, TÜRKİYE MUHKEMLEŞİYOR, TERÖR ÖRGÜTLERİ SİLİNİYOR
PKK’nın Suriye ayağı ABD ve İsrail’e teslim olmuş, yabancı devletlerin aparatı hâline gelmiştir.
Göremedikleri şey; dünya değişiyor, dengeler farklılaşıyor…
Devletler artık vekil odaklara kaynak akıtmak istemiyor.
Suriye’deki teröristler unutmasın ki ABD’ye güvenenlerin sonu; Afganistan’dan çıkış yaparken ABD uçağının kanadına tutunanlar gibi olacaktır.
ABD bu topraklardan önünde sonunda çıkacak. Ve burada baş başa kaldığımızda tüm güvencesini kaybetmiş terör örgütleri, kendilerini terk edilmiş olarak bulacaklardır.
Ve bu son, çok uzak değil!
Hep birlikte göreceğiz.