Onca karamsarlık, onca hengâme içinde kişi bırakın geleceğe güvenle bakmayı nefes alıp vermeyi bile zül addeder. Nereye baksa kapkara felâket bulutlarından başka hiçbir şey göremez durumdadır.
Bu olumsuzluk girdabından çıkabilmek için yegâne ihtiyacı olan şey sağlam, akıl verebilen, sizin tüm zorlukları tek başına omuzlayabileceğinize inanan-güvenen ve o hissi sana verebilen bir “yoldaş”tır.
Öyle anlar olur ki dünyayı yerinden oynatmak için ufacık bir destek/ivme yeterli olur.
O minicik pozitif enerji senin hayatının geri kalanını tümden değiştirmen için yeter de artar bile. Sıra dünyayı değiştirmeye geldiğinde gerisi artık çok kolaydır.
Her şey “bir şey” ile başlar: İşte önemli olan, o eksik olan “bir şey”i bulabilmek, yerine koyabilmektedir.
Eğer 6-7 milyarlık dünyada kendinizi bir başınıza ve yapayalnız hissediyorsanız ve de o gerekli yoldaşı bulamıyorsanız aslında bilin ki sizinle tamamıyla aynı durumda olan biri mutlaka vardır: siz onu bulmaya, ona yoldaş olmaya çalışın.
Söylediklerimin kolay olmadığını elbette ben de biliyorum, ama başkaca bir çıkar yol olmadığını kabullenmek durumundasınız.
Hele ki boş yere yaratılmadığınızın bilincinde olan bir müslümansanız her türlü zorluğa göğüs germeniz gerektiğinin bilincinde olmalısınız.
Hiç bir Müslüman yarı yolda ve geride bırakılmayı hak etmez.
Nasıl ki bir savaşta yaralandı veya yoruldu diye bir silah arkadaşınızı geride bırakamaz ve ölüme terk edemezseniz gündelik hayatta da bencilce davranamaz bir Müslüman kardeşinizi ölüme, yalnızlığa ve hiçliğe terk edemezseniz.
“Bana ne, benim derdim bana yeter, bu dünyada yapacak daha çok işim var” demek hakkınız değildir.
Tüm Müslümanlar en zor anlarınızda sizi bir başınıza, yalnız başınıza ve de yüzüstü bırakmış olsalar dâhi asıl değerli ve olması gereken, o yoldaşa ihtiyacın olanın koluna girmektir.
Eğer ortalıkta görünüşte uhrevî takılıp gerçekte dünyevi menfaatler için kırk takla atanlar dikkate alınacak olsa bırakın günü saniye bile yaşanmaz.
Bunların gerçek manada kıymeti harbiyesi yoktur ve yok hükmünde görülmesi gerekir.
Esas olan gönlünde Allah korkusu ve ümmet şuuru olan kişilerdir ve onları ne edip edip bulmalı ve yorulan/bezen bu şahsiyetlerin koluna girilerek ulvî yolculuktaki yoldaşları olmaktır.
Öyle inanıyorum ki sizin gibi düşünen birileri de sizi bulup gelip kolunuza girecek, size omuz vereceklerdir/vermelidirler de.
Bu çağrıyı ve tavrı bıkmadan usanmadan yenilemeli ve yinelemeli. Başkaca bir çıkar yolun olmadığı asla unutulmamalı.Aksi söz konusu olduğunda dünyanın sonu gelmeden kendi idam fermanımızı imzalamış oluruz.
Bir vazgeçilmezi sever gibi sevmek zorundayız birbirimizi. Kendimiz için istediğimiz en güzel şeyleri o aramakta olduğumuz yoldaşımız için isteyebilmeliyiz ilkin.
Güneş doğarken kimsenin takdirine ihtiyaç duymaz. Biri istemedi, beğenmedi diye doğmamazlık etmez. Allah’ın izniyle kıyamete dek görevini kusursuz bir şekilde sürdürecek.
İnsan gözünü kapatmakla güneşi yok edemez; yalnızca kendi dünyasını karartır. Yolunuzu aydınlatacak o “yoldaş”ı bulmayı ihmal etmeyin. Güzel günler ve en güzel yoldaşlar sizinle olsun…