Mental zeminde devamlı tecavüze uğruyoruz. Algılarımızı, düşünce sistematiğimizi, arzu dürtülerimizi telepatik yollarla yönlendiriyorlar.
Bir tür “zihin programlama” endüstrisi…
Bilinçdışı köleliği güdümleyen; sonsuz haz, sınırsız tüketim ve egoist ahlâk prensiplerine tapınan ezoterik bir yapılanmadan bahsediyorum. Modern çağ putlarını kullanarak, piyasaya ilgi/sempati odakları; proje tipler sürüyorlar. Ve bu proje tiplerle, beynimize semiyotik (göstergebilimsel) bir taarruz uyguluyorlar. Dolaylı olarak zihin dünyamızı şekillendiren birtakım “subliminal” kodlarla bilinçdışımızı yönetiyorlar. İnsanı insan yapan ilahî kanunlara meydan okuyan, finans-kapital çarka özgür iradesiyle uyum gösteren laboratuvar çıktısı nesiller inşa ediyorlar. Ayrıca tüm bunları, popüler-gerçek kişilerin yanında; çizgi filmleri, pornografik içerikleri, reklamları yahut sanat eserlerini kullanarak yapıyorlar.
Neticede geçimlerini böyle sağlıyorlar.
Bu satanist organizasyonun kirli saçaklarından biri de pedofili…
Geçtiğimiz günlerde genç bir şarkıcı kızın, bir ekonomi dergisince yayınlanan ‘’ilham veren gençler’’ listesine girip girmediği, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bu işteki konumu vs. tartışılmıştı. Kabukçu hararetlere meze olmaksızın mevzuya tam da buradan dahil olayım…
Söz konusu kız şimdi 19 yaşında. Ailesinin desteğiyle çocuk yaşta barlarda sahne almaya başladı malumunuz. 2-3 sene önce onu epey meşhur kılan, rekor tıklama alan bir şarkısı vardı mesela. Medya-felsefe ilişkilerine alakalı herkesin dikkatini çekecek, zihni tetikleyici imgelere atıfta bulunulmuştu şarkının klibinde.
Yakın gözlüğünü takalım:
Çocuk istismarına yönelik evrensel bazda standart bir zihin programlama dili mevcut her şeyden önce. Klip kompozisyonu, tamamen, dişi bireyin çocuksu tavır/cinsel tutum çelişkisini içeren bir koreografiden oluşuyor. Çocuk-dişi objeye (kişiye) giydirilen pijamada onlarca “beyaz tavşan” figürü var. Tavşan, barındırdığı pek çok metaforun yanında, aşırı faal cinselliği simgeler. Klipte aksesuar olarak “pembe flamingo” kullanılıyor. Flamingo; çoklu kişilik, naiflik ve aynı zamanda feminen duruşun sembolüdür. Ve tabii klip boyunca yeni şöhretimize kocaman bir oyuncak ayı (pedobear) eşlik ediyor. Oyuncak ayı da zaten, çocuk istismarının belirli demirbaş imajlarından. Ayrıca klipteki ayı, ara ara boynunda bir fiyonkla görülüyor. Nitekim fiyonk, zihin programlama işlemlerinde “akıl kontrolü’’nü karşılayan bir figür. Klipteki kız çığlığı, perde açma sahnesi ve flamingonun yerini alan uzaylı kafası şeklindeki aksesuar da; semiyolojik kadrajdan yabancı-röntgen ilişkisinin bir gösterimi…
Derinliğini ve niceliğini arttırabileceğimiz bu sembolizm örnekleri; modern dünyanın yeni silahları.
Beynelmilel çapta birçok şarkıcı, oyuncu, sanatçı, yönetmen; sergiledikleri performanslarda “mecburen” subliminal detaylar kullanıyor. Çünkü gözümüze sokulan ve müşterisi olduğumuz şatafatlı hayatlarının, yerleştirildikleri popüler statünün bedelini ödemek durumundalar.
Velhâsıl; zihni bulanıklaştıran, hedonist ve isyankâr bir nizam kol geziyor ensemizde. Göz boyayıcı vaatlerle bizi bu nizamın içine çekmek istiyorlar. Sınır tanımayan bir eşya ve mânâ tüketimine zorlanıyoruz.
Ruh biçici bu sosyal mühendislik projelerini çekirdekten tartışsak daha verimli olacak sanki.
Zira bakanlık, bazı hatalara dalgınlıkla sponsor olsun yahut olmasın, çocukların/gençlerin zihnine olumsuz yönde ilham verecek kuklalar sürekli yerleştiriliyor zaten. Hem de çok daha üst perdeden…