İsrail ordusu Lübnan’a hava saldırıları düzenlemeye devam ederken ateşkese dair çelişkili haberler geliyor.
İsrail medyası önceki gün İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlandığını ve anlaşmanın birkaç saat içinde yürürlüğe gireceğini öne sürdü.
Ancak bu iddia İsrail Başbakanlık Ofisi tarafından yalanlandı ve Netanyahu’nun orduya kuzeydeki saldırılarını “tüm gücüyle sürdürmesi” emri verdiği açıklandı.
İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes sağlanması için birçok ülke devrede.
Kendini “Lübnan’daki Hristiyanların hamisi” olarak gören Paris, saldırıların sona ermesi için yoğun çaba sarf ediyor.
ABD ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu 11 ülke Hizbullah ile İsrail arasında üç haftalık ateşkes çağrısında bulunmuştu.
Tarafların geçici ateşkesi kabul etmeleri durumunda diplomatik çabaların artırılıp ateşkesin kalıcı hâle getirilmesi planlanıyordu.
Ancak Netanyahu 21 günlük ateşkes çağrısına olumsuz cevap verdi.
İsrail Başbakanı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na katılmak için gittiği New York’ta yaptığı açıklamada, tüm hedeflerine ulaşıncaya kadar Hizbullah’a yönelik saldırılarını sürdüreceklerini söyledi.
Hedeflerinin ilkini de “Hizbullah ile yaşanan gerilim sebebiyle İsrail’in kuzeyindeki evlerini terk etmek zorunda kalanları evlerine geri döndürmek” olarak açıkladı.
Netanyahu’nun bir diğer hedefi Hizbullah’ın Litani Nehri’nin gerisine çekilmesini sağlamak.
İsrail Başbakanı bu konuda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararının, uluslararası toplumun tepkisine karşı elini güçlendirdiğini düşünüyor.
Söz konusu karar İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat’tan Litani Nehri’ne kadar olan bölgenin silahsızlandırılmasını öngörüyor.
O bölge şu an tamamen Hizbullah’ın kontrolünde.
Filistinliler lehine alınan hiçbir karara uymayan İsrail, Lübnan’a saldırılarını meşrulaştırmak için 1701 sayılı BMGK kararını sonuna kadar kullanacak.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, iki ay önce bazı ülkelerin dışişleri bakanlarına gönderdiği mektupta Hizbullah ile savaşı önlemenin tek yolunun kararın uygulanması olduğunu söylemişti.
Netanyahu’nun bir diğer hedefi de Hizbullah’ı ateşkes anlaşması imzalamaya zorladıktan sonra Gazze Şeridi’ne daha güçlü bir şekilde saldırmak.
Lübnan sınırındaki gerginliğin İsrail’in istediği şekilde sona ermesi hâlinde işgal ordusu ve hükûmetinin moral kazanacağı, Filistinli direniş gruplarının “yalnız bırakıldık” duygusunun ise güçleneceği kesin.
Hamas liderlerinden Usame el-Hamdan, “Savaş ancak Gazze’ye ve Lübnan’a yönelik saldırılar sona ererse duracak” diyerek Hizbullah’a, “Gazze Şeridi’ni de kapsamayan bir ateşkes anlaşmasını kabul etmeyin” mesajı gönderdi.
Kısa sürede çok sayıda üst düzey komutanını ve binlerce militanını kaybeden Hizbullah zor durumda.
Bir yanda Lübnan’daki kazanımlarını kaybetme ve savaş istemeyen Hıristiyan müttefikleriyle ters düşme ihtimali, diğer yanda “Filistin direnişine destek” ve “direniş sahalarının bütünlüğü” iddialarının tamamen çökme riski söz konusu.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan “barış güvercini” imajı vermeye ve ABD’ye zeytin dalı uzatarak nükleer programı dâhil ülkesinin bölgedeki çıkarlarını korumaya çalışırken Tahran’dan çok fazla destek göremeyeceğinin de farkında.