Filistin’de siyonist İsrail’in acımasızca uyguladığı soykırım dur durak bilmiyor. Doğu Türkistan’da yaşanan Çin zulmü arşı titretiyor. Suriye, Lübnan, Somali, Kafkasya, Kırım, Sudan ve daha birçok ülkede siyonizmin kanlı ayak izlerini görmek mümkün. Emperyalist katiller katliama doymuyor.
İyi polis-kötü polis oyunlarıyla dünyayı kandırmaya çalışıyorlar.
Peki bu sömürge düzeni gücünü nereden alıyor?
Paradan!
Onlara göre paranın satın alamayacağı hiçbir güç yoktur. Parayla siyaseti dizayn ediyorlar, ordular kuruyorlar, orduları satın alıyorlar, ilaç endüstrisini kontrol ediyorlar, silah sanayisine yatırım yapıyorlar, canavar markalar oluşturuyorlar.
Oluşturdukları “canavar markalarla” dünyanın dört bir yanında sömürge karakolları kuruyorlar. Hem insanlığı bitiriyor hem de para kazanıyorlar!
Atıştırmalık adı altında insan sağlığını çöpe atanlar, kanla mayalanmış gazlı içeceklerini, kahvelerini, kardeş etiyle marine edilmiş hamburgerlerini dayatmaya devam ediyorlar.
Evet dostlar! Küresel egemenliğin meşhur markalarından bahsediyorum. Müesses nizamın müseccel markalarını anlatmaya çalışıyorum.
Sen, sen ol! Kardeşinin kanını içme, kardeş cinayetine ortak olma! Bu sömürgecilere fırsat verme.
Boykota devam et. Bak hamburgerci soytarılar batıyor, sömürgeci kahveciler can çekişiyor. Katillere gaz veren gazlı içecek markalarına da sıra gelecek elbet! Yeter ki sen kararlı duruşunu bozma. Bu ürünleri alma, aldırma, mutfağına yaklaştırma, iftar sofrandan uzak tut!
İşte bu yüzden boykot çok önemli. Satın almama gücünü kullan. Kuşandığın boykot silahını sakın ha elinden bırakma.
Hazreti Ali’den öğrendiğimize göre, “Eğer zalim ısrarla zulmüne devam ederse sonu yakın demektir.” Bunu sakın aklından çıkarma ve Gazze’yi, Doğu Türkistan’ı unutturma.
Yine Hazreti Ali’den öğrendiğimize göre, “Eğer mazlum ısrarla zalime karşı direniyorsa zafer yakın demektir.” Zafer için her Müslüman ve her insan üzerine düşeni yapmalı.
Bunun için pes etme, umudunu kaybetme, boykota devam et!
Gazze’nin, Urumçi’nin, Batı Şeria’nın, Turfan’ın, Kafkasya’nın, Hartum’un, Tebriz’in, Sina’nın sesi ol. Zulmü dünyaya duyur.
Siyonizmin karşısında ol, boykot et.
Amerikalı kahve markası Starbucks CEO’su Brian Niccol, ‘küresel destek ekiplerinin rolü, yapısı ve ölçeğine ilişkin kapsamlı bir değerlendirmeyi tamamladıklarını’ ve bu doğrultuda bin 100 çalışanın işine son verileceğini açıkladı.
Küresel destek ekipleri meğer ne yamanmış! Demek ki neymiş, boykot işe yarıyormuş.
Bu arada mübarek Ramazan ayındayız. İftar ve sahur sofralarımıza dadanan siyonizm artıkları dikkati çekiyor. Orucunu, iftarını tehlikeye atma. İbadetlerini kanlı içeceklerle murdar etme.
Boykota boykot!
İsrailli meclis üyesi Almog Cohen, “Filistinlileri öldürmek için en iyi zaman Ramazan'dır. Şu an zayıf ve yorgunlar.” hezeyanında bulunabiliyor. Mübarek Ramazan ayında şu katilin yediği herzeye bakar mısın? En kutsal ayımızda ve bir buçuk milyar Müslüman’a meydan okurcasına!
İşte bu anlayışı aklından çıkarma! Bu anlayışın yanında durma, destek olma. Bu azgın azınlığa destek olan, katiller sürüsüne cesaret veren kim varsa ben onların karşısındayım. Millet olarak bizler bu katillerin karşısında durmalıyız.
Bunun en kolay yolu da bilgiyi yaymak ve satın almama silahını kullanmaktır.
İşte size acı bir örnek daha!
Filistin topraklarında ateşkes antlaşmasına rağmen mübarek Ramazan ayında iftar sofralarından mahrum bırakılan insanlar var. Açlığa mahkûm edilen insanlar var, yardım tırlarının girişine izin vermeyen bir katil ordu var. Bu orduya her şartta destek veren küresel egemenliğin tescilli markaları, Türkiye'de Ramazan sofralarına maydanoz oluyorlar. Yerlilikten dem vuruyorlar. Utanmadan iftar sofralarına neşe kattıklarını, lezzet getirdiklerini ifade ediyorlar. Sakın ha bu oyuna gelmeyin!
Utanmazlık çizgisini daha da yukarı çekiyorlar ve "hepimiz beraberiz" diyerek inançlı insanları yok sayıyorlar.
Oysa ben sizlerle beraber değilim, olamam!
Katillerle ve katillere destek olanlarla yan yana gelmemiz, birlikte hareket etmemiz mümkün değil!