Önceki gün İstanbul'da gerçekleştirilen 2024-2025 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Töreni’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı konuşma, son bir yılda eğitim alanında atılan adımlardan duyduğu heyecan ve memnuniyeti yansıtıyordu. Gözleri ışıyarak yaptığı konuşmada müjdesini verdiği yeni adımların, ülkemiz ve milletimiz için ne denli hayati önemde olduğu zamanla anlaşılacaktır.

Millî Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in aynı heyecanı paylaştığı konuşmasında dile getirdikleri oldukça önemli: “Maarif çağı olarak tecelli edeceğine inandığımız Türkiye Yüzyılı idealini gerçekleştirmek için gerekli olan maddi altyapının zatıdevletlerinizin himaye ve liderliği sayesinde büyük oranda tamamlandığını ve artık bu altyapı üzerine kendi eğitim sistemimizi inşa etmenin, kolektif ve millî bir maarif bilinci ile kendi modelimizi üretmenin vaktinin geldiğini söylemiştim."

Ülke ve millet olarak bizi geleceğe hazırlayacak olan, işte bu heyecan ve inanmışlıktır. Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. Çağın büyük bir hızla değiştiği şu zamanda eğitim alanında atılan adımlar, geleceğin Türkiye’sini inşa edecektir. Sultan Abdülhamid’in, en sıkıntılı dönemde eğitim alanında attığı adımlar nasıl Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlam temeller üzerine kurulmasını sağladıysa bugün atılan adımlar da “Türkiye Yüzyılı” idealinin altyapısını oluşturacak ve ülkemizi dünyanın sayılı güçlerinden biri hâline getirecektir.

Sayın Yusuf Tekin’in göreve gelmesiyle birlikte Millî Eğitim’de paradigma değişikliğinin ipuçlarını, geçen yıl bu tarihlerde yazmıştık. Buna göre eğitim, sadece bugünü değil gelecek yüzyılı da inşa edecek bir anlayışla ele alınmalıdır. Eğitim, günü kurtaran değil, geleceği bugünden planlayan ve hayata geçiren bir yapıda olmalıdır.

Bir yıl içerisinde bunun, somut neticelerini de görmeye başladık. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”, bahsettiğimiz paradigma değişikliğinin en somut ifadesi olarak geçtiğimiz nisan ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Mesleki eğitimde devrim niteliğinde değişim öngören “Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi” ise geçtiğimiz ay Resmî Gazete'de yayımlandı. Politika Belgesi’nin amacı, “ ‘Herkesin bir mesleği olmalı’ anlayışını düstur edinerek sektör iş birlikleriyle mesleki eğitime erişimi ve kaliteyi artırmak, öğrencilerin hayata ve istihdama hazırlanmalarını sağlayarak ülkemizin kalkınması ve refahına katkı sunmak." olarak belirlenmiş.

‘‘Köklerden geleceğe’’ sloganı, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin âdeta özetini oluşturuyor. Buna göre, bir ayağı geçmişte duran eğitimin, diğer ayağı da insanlığın geleceğine ufuklar açan bir kapı olarak konumlanıyor. Millî ve manevi değerler manzumesi ile maddi gelişmenin zirvesini hedefleyen bu süreçte, milletin talepleri esas alındı.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem-değer-eylem modeli, sistem okuryazarlığı, alana ait bilgi kümeleri bileşenlerinden oluşan bütüncül bir model olarak tasarlandı. Bakanlığın buradaki ana hedefi, “Yalnızca medeniyete uyum sağlayan bir nesil değil, etkin olarak medeniyet kurucusu ve geliştiricisi bilge nesiller yetiştirmeyi hedefleyen eğitim felsefesi doğrultusunda ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş öğrenci modelini oluşturmak.” olarak belirlenmiş.

Kısacası yeni model ile beceri temelli eğitim anlayışı benimsenmiş. Bu sayede öğrenciler, pasif şekilde dinlemek/seyretmek yerine bizzat yaparak, uygulayarak, sergileyerek, dramatize ederek öğrenecek. Örneğin, Ulubatlı Hasan’ın hayatını okuyarak öğrendiği gibi, onun İstanbul’un fethindeki kahramanlıklarını, surlara bayrak dikişini bizzat canlandırarak yaşayacak. Çocuklarımız, yaşadıkları şehrin mümtaz şahsiyetlerini öğrenecek, saha gezileri yapacak, kültürel faaliyetlerin mutfağında yer alacak, atölyelere girecek ve üç boyutlu öğrenmenin farkını yaşayacak.

Diğer bir devrim ise mesleki eğitim alanında yaşanıyor. Buna göre, daha erken yaşlarda başlatıp teşvik etmek amacıyla ortaokulların yedinci ve sekizinci sınıflarında zanaat atölyeleri oluşturulması; Mesleki ve Teknik Anadolu liselerinin bünyelerinde meslek ortaokulları açılması planlanıyor. Alman eğitim sistemindeki “Realschule” ve “Hauptschule” okullarına benzer şekilde, mesleki eğitimin 11-13 yaşından itibaren başlatılması oldukça isabetli bir adımdır. "Herkesin bir mesleği olmalı" sloganıyla atılan bu adımın, mevcut kalifiye iş gücü açığını kapatması ve gençlerimizi hayata özgüveni yüksek bireyler olarak kazandırması hedefleniyor. Bu uygulamanın, sosyal ve ahlaki yönden de gençlerimize büyük katkısı olacaktır.

Elbette, her değişim sancılıdır. Öğretmen, veli ve öğrencilerin bu değişime ayak uydurması ve içselleştirmesi zaman alacaktır. Önemli olan, değişim ve dönüşüm iradesinin arkasındaki isim olan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Yusuf Tekin’e güvenmek ve destek olmaktır. Çünkü devrim niteliğindeki adımlar bugün atılmazsa ve atılan adımlara sahip çıkılmazsa yarın her şey için çok geç olabilir.