Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yarın saat 14.00’te yeni faiz kararını açıklayacak.

Önceki aylarda olduğu gibi yine politika faizi yükseltilecek. Beklenen oran 500 baz puan civarında.

Benim beklentim de oranın 450 ila 600 baz puan arasında bir yerde olacağı yönündedir.

Merkez Bankasının yapacağı faiz artırımıyla yüzde 30’ların üzerine çıkan bir politika faizini piyasalar yaşamaya başlayacaktır.

Durum böyle olunca da mevduattaki faiz oranları, şu anda yüzde 50’lerin üzerinde görülürken artıştan sonra yüzde 60’lara doğru yol alacaktır.

Oranların bu kadar yükselmesi sonucunda üretim ve yatırım harcamalarında ciddi anlamda düşüşler yaşanması son derece normal olacaktır.

Ayrıca Merkez Bankası yılbaşına kadar kademeli olarak faiz artışlarına devam edecektir.

Piyasalar hesaplamalarını buna göre yapmalıdır ki piyasa oyuncuları, yaşanması muhtemel olumsuz süreçlerden mümkün olduğu kadar az etkilensin.

Merkez Bankası yarın açıklayacağı faiz kararı öncesinde, hafta başında Türk lirası mevduatı destekleyici bazı kararlar alarak bu anlamda da piyasalara sıcak mesajlar vermiş oldu.

Alınan karar iki önemli konuyu içermektedir. Bunlardan birincisi; Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payını artırmaya yönelik olarak aylık Türk lirası payı artış hedefi yüzde 2’den yüzde 2,5’a yükseltilmiştir.

Bu karar ile mevduatlar içerisinde Türk lirası mevduatın yeri biraz daha fazlalaştırılmaya çalışılmaktadır.

Diğer karar ise ihracat ve KOBİ kredilerinde fatura muafiyet sınırı 50 bin Türk lirasından 250 bin Türk lirasına çıkarılmıştır.

Bununla da yine TL’nin aşikâr bir şekilde desteklendiğine şahit olmaktayız.

Alınan bu kararlar son derece yerinde ve önemlidir. Önümüzdeki süreçte de bu ve buna benzer kararların Merkez Bankası tarafından alınacağını şimdiden belirtmek isterim.

Bu adımlar devam etmeli ki Türk lirasının değeri, yabancı para birimleri karşısında erimesin.

Merkez Bankasının Türk lirası ile ilgili bu kararları güçlenerek devam ederse mevduattaki Türk lirasına yönelim oransal anlamda biraz daha artacaktır.

Ayrıca Merkez Bankasının almış olduğu bu kararlar bütünü, Kur Korumalı Mevduattan çıkışı da güçlendirecek bir hamle olarak algılanmalıdır.

Fiyat istikrarının tam anlamıyla sağlanabilmesi açısından da bu adımların istikrarlı bir şekilde atılması çok mühimdir.

Bu anlamda kura müdahale edilmeyeceğiyle ilgili yapılan açıklamaların yanında son bir buçuk aylık periyotta kurların stabil kalması da fiyat istikrarını destekleyen piyasa hareketleri olarak algılanmalıdır.

Gelecek dönemlerde yapılacak olan hamlelerin mutlaka bilimsel verilere dayanılarak oluşturulması ve uygulanmaya konması ekonomi politikalarının başarısı açısından öncelikli meseledir.

Gerçek rakamlarla ve verilerle hareket etmenin yanında oluşturulmuş veri setlerinin tamamen hayatın içerisinden çekilmiş olması, başarıya giden yolun ana hatlarını oluşturmaktadır.

Gerek faiz yükseltmenin piyasalardaki etkisi gerek mevduatta Türk lirasını desteklemenin ne gibi sonuçlar doğuracağı noktasındaki yaklaşımlar ve bilimle örtüşen politikalarla yol alındığında başarısız bir netice almak söz konusu bile olamaz.