Bugün yaşadıklarımız çeşitli maskeler takan, onların ardından iş çeviren ortaya çıkması ve mücadeleyi kendi yapmaya çalışmasından başka bir şey değil.

Diğer bir deyişle ‘Takke düştü kel göründü!”

Amerika, Türkiye üzerinde kullanmakta olduğu her türlü baskı unsurlarının birer birer ortadan kaldırılması ile iyot gibi açığa çıktı; çıplak kaldı.

Her zaman söylerim: Amerika tek bir Amerika değildir ve hiçbir zaman seçilen başkanlar Amerika’yı yönetmez. (Şu isimlere bir bakın, siz olsanız bunlara bırajın büyük bir devleti en ufak bir şeyi emanet eder misiniz?: Donald Trump, Barack Obama, Bill Clinton, George W. Bush, Ronald Reagan, George Bush…)

Öte yandan CIA ve Pentagon arasında yıllardan bu yana süregelen mücadele bazen azalarak bazen de artarak devam eder durur.

Bugün görünüşte vize krizinin ardında onlarca farklı sebep yatmakta.

Amerika’nın vize kartının ardında s-400’ler ve Idlib meselesi de var pek tabi.

Mart ayında Hollanda Krizi esnasında da yazmıştım: Avrupa/Batı hiçbir zaman bizi kendinden, hatta ve hatta kendine yakın dahi görmedi. İşbirliği yapıyormuş, değer veriyormuş, müttefikmiş gibi görünse de arka planda her zaman aynı zihniyete sahiptiler.

Sükût ikrardan gelir önermesinden hareketle bilhassa Avrupa başkentlerinin olanlar karşısındaki sessizliği adı konulmamış hilal-haç savaşının çoktan başladığını gösteriyor. Aynı tavrı 15 Temmuz’da sergilemediler mi?

Şu anda Amerika “Derin Devleti”nin Obama döneminde verdiği kararların yansımalarını yaşıyoruz. Trump’ın gelmesi bir şey değiştirmedi.

ABD hiçbir zaman “günlük” ve “tek” plan yapmaz.

“İhanetin 70 yıllık mazisi” başlıklı 17 Haziran tarihli yazımda bugün yaşadığımız pek çok olumsuzluğun temelinin yıllar öncesine dayandığını ifade etmiş dahasının da kapımızda olduğunu eklemiştim. )

28 Kasım 2010 günü dünyanın gündemine bomba gibi düşen olay WikiLeaks belgelerini de bir hatırlayın.

Dünyanın her yerinden ABD elçilerinin yazdığı gizli belgeler ortalığa düşünce Türkiye’den 2009’da gönderilen kripto bugünlere de ışık tutuyor.

Daha da çok üzerimize gelecekler. Başta ekonomi olmak üzere her türlü enstrümanı deneyecekler. Biraz daha dişimizi sıkmamız, birbirimize düşmeden beraber olmamız lazım.

Bugünlerde hemen herkesin kullandığı; Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın TBMM’de yapmış olduğu efsanevi konuşmada “Bana ne Amerika’dan” sözü lafta ve nostaljide kalmasın.

Sık sık vurguladığım Büyük Türkiye Devleti (Türkiye Birleşik Devleti, Birleşik Türkiye Devleti vs) ufukta; korkunun onlara bir faydası olmayacak.

Güzellikler sizinle olsun…